10 Şubat 2020 Pazartesi

Düşün: Yoga, Başak Sayan, Hallac-ı Mansur, Sevin Ballıktaş

Sanırım temmuzdaydı yogaya başlamıştım. Temmuzdan beri düzenli olarak yoga (Hatha yoga) yapıyorum.  Son 3-4 aydır ise daha bir düzenli (her gün ) yapıyorum. Yoga felsefesini tam benimseyip misal yeme içme açısından hayatıma entegre edemedim henüz. Ancak etrafımdaki insanlar yoga yapmaya başladığımdan beri (maşallah deyin :D ) daha pozitif olduğumu söylüyorlar.
Yoga zihin-beden bağını kurmaya ve kendini tanımlamaya yönelik bir şey. Bazı kaynaklarda 'özbakım' olarak da geçiyor. Bence doğru çünkü günlük 10 dakika da olsa sessiz veya dinginleştirici bir müzik eşliğinde yoga yapmak; nefese odaklanmak insana iyi geliyor. 'Hayatındaki şeyleri kontrol edemeyebilirsin, ancak nefesini kontrol edebilirsin'. Nefesi izlemek odaklanmak, kendi iç sesini duymak ve gereksiz düşüncelerini farketmek çok güzel. Ha yoga yapıyorum diye ''hiç mi baskı hissetmiyorum, stres olmuyorum,sinirlenmiyorum?' vs. Oluyor ama sanki daha iyi gibiyim. Yogaya dair açıklayıcı bir yazı daha sonra yazacağım ;) Yogaya başlamak isteyen olursa diye bana yogayı sevdiren Elvin Levinlerin Yoga Kanalını takip etmesini öneririm ;)

Ocak ayı ve aralığın son haftası biraz kitap okudum. Özlemişim. Tez stresi yüzünden hep kendime 'kitap okuma makale oku' deyip duruyordum. Ve o kadar özlemişim ki.. Gelelim okuduğum kitaplara. Daha çok kişisel gelişimsi gibi duruyolar ama daha çok iç dünyaya odaklı kitaplar.


  • Nigahtar (Başak Sayan)
  • Sen değişirsen her şey değişir (Başak Sayan)
  • Hallac-ı Mansur
  • Daha Çok Görüşeceğiz (Şevin Ballıktaş)
  • Daha adını koyamadık (Şevin Ballıktaş)

Başak Sayan. Onu Yaprak Dökümündeki Ceyda karakteri olarak tanıyoruz. İlk olarak 'Sen değişirsen her şey değişir' kitabını okudum. Açıkcası kitabı alıp almama konusunda kararsızdım. Demiştimki her ünlü bir kitap çıkarıyor, bu da öyle bir şeydir. Alırken de umarım param boşa gitmez demiştim. Ama içimden bir ses al ve oku diyordu. Gülmeyin öyleydi :D Kitap Başak Sayan'ın kendi hayat deneyimleriyle başlıyor. Daha sonra Çakralar, Hermetik Yasalar, Çift Yarık deneyi, meditasyon gibi konularla devam ediyor. 21 günlük bir meditasyon planı yapmış ancak onu henüz yapmadım. Kitabu aşırının aşırısı özetleyecek olursam ana mevzu: 'Olumlu düşün, ayrıntılı hayal kur, düşüncelerine dikkat et düşündüğünü hayatına çekersin'.  Ama bu kadar değil okuyun derim. Günümüzde sıkça duyduğum ama tam olarak bilmediğim şeylerden bahsediyor. Bir de kitapta yer yer Hallac-ı Mansurun felsefesinden ve Hallac-ı Mansuru Nigahtar kitabında irdelediğinden bahsediyordu. Demekki dedim bunun başka kitapları da var. Sonra bir baktım bayağ var :D ve çok satanlardaymış. Hatta geçenlerde öğrendim; Azra Kohen'in Fi-Çi-pi serisinin Başak Sayan'ın Bağlanma Korkusu kitabından aşırma olduğu iddia ediliyormuş ve davalıkmış. Ve Başak Sayan'ın kitabı Fi-Çi-Pi den önce çıkmış. Netten araştırınız :D

Neyse dönelim yazarın okuduğum diğer bir kitabına Nigahtara. Kitap 500 küsür sayfa ve sürükleyici! Açıkcası kadını küçümsemiştim ve bundan utanıyorum. Çok iyi yazmış! Biraz Dan Brownımsı bir tarz sezdim. Arada tam bunu bi yerde okumuştum dedim ki öyleymiş. Yazar 'Homo sapiens hayvanlardan tanrılara' kitabına atıf yapmış. Kitap Hallac-ı Mansur'un insanlara henüz açıklanmaması gereken bilgilerini koruyan nigahtar üzerine kurulu. Kitapta Hallac-ı Mansuru çok iyi irdelemiş Başak Sayan. Polisiye türde bir kitap. Bayıldım! Ben ki çok türk yazar sevmem Başak Sayan'ı sevdim!
Tabi 2 kitaptır geçen Hallac-ı Mansur u da bir okumalıydım. Erasmus yayınlarından (2019)çıkan 'Hallac-ı Mansur'  En-el Hak ve Tavasin kitabını okudum. Tavasin Hallac-ı Mansur'un eseri. Peki kim bu Hallac-ı Mansur? Hallac-ı Mansur ortadoğu da yaşamış bir Sufi/ bilgin/felsefeci. Müslüman ancak müslümanlığı biraz farklı yorumluyor. Allah'ın bir oluşundan, ona yalnız 40 makam sonrası yalnız kalple ulaşılabileceğini, her şeyin bir illüzyon olduğunu, yaratılmışların O'nun bir yansıması olduğunu, hakikatin yaratılmışlarca kavranamayacağından bahsediyor. Ben fazla basitleştirdim. Çok ayrıntılı girmek istemiyorum. Şöyleki basitçe özetlemem gerekirse;  'O' ve varlıklar  Daire Ta-Sin'i üzerinden anlatılıyor. İç içe üç halka düşünün. En merkezde 'O' var. İkinci merkezde onla ilişkili bilgiler. Üçüncü daire ise yaratılmışlar/onun yansımasıdır. Erenler, peygamberler 2. merkezden bilgi alabilirler. Kimse o olamaz. O ezeli ve ebedidir. En-el Hak ise kelime anlamı 'Ben O'yum'. Ancak burda kastedilen insanın Allah olması değil.

''Hakikat çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden yollar dar; yolcunun karşısına doymaz ateşler, sonu gelmeyen çöller çıkar. Yabancı, işte bu patikalardan geçer, makamlarda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar 40 makamdır.'' (s31)

''Hangi niyetlerin uygun olduğu konusundaki yaygın sözlere karşı anlayışın anlayışına sahip kimse için'' (s51)
''Hakikat sandığımız Halik cellecelaluhu'nun kendisi olamaz, o sadece aleme yansıyandır.'
Hallac-ı Mansur kitabı incecik ancak çok düşündürücü. Onu tekrar ders çalışır gibi okuyacağım. Bir de ertelediğim Mesneviyi okuma işine başlayacağım ;)

Şevin Ballıktaş ve kitaplarına gelecek olursak. Puccavari biraz da kişisel gelimsel güzel kitaplar. İki romanda da karakterimiz (aynı). Kendisi  yoga yapan yaşam koçu. Bu arada Şevin Ballıktaş da sanırım öyle. Kitaplar akıcı. Ayrıca terzi kendi söküğünü dikemez hesabı yaşam koçu olan ana karakterimiz  genellikle kendi problemlerini direk farkedip çözemiyor. Kitapların güzel yanı farklı olaylara farklı açıdan bakmayı sağlıyor. Bir de kitapları okurken yer kahkaha attım yer yer hüzünlendim. Okunası diyor yazıyı burda kesiyorum :D

Mermaid 











2 yorum: