24 Nisan 2020 Cuma

Pandemi Günlükleri 9 : Kendime ciddi ciddi sormadığım sorular


Bu 'evdekal' günleri zorunlu olarak en çok kendimle vakit geçirmem gereken günler oldu. Evet tam anlamıyla yalnız değilim ; hem ailemleyim hem de telefon-sosyal medya gibi iletişim araçlarıyla insanlarla iletişim halindeyim. Ha bir de uzaktan eğitim mevzusu var. Neyse tüm bunlar bir yana yine de kendimle en çok kaldığım zaman dilimi oldu.

Bugün kera nın bloguna gözatarken geçmiş günümüz gelecek böyle bir anılar, düşünceler silsilesi, karmaşık duygular içinde buldum kendimi. Boğazım düğümlendi. Bazen ne hissettiğimi ifade edemiyorum.

Her neyse bir şey farkettim. O kısmı buraya yazmıyım. Ama bu yazıyı kendim okuduğumda hatırlayacağım.

Gerçekten ne istiyorum? Ben hayattan gerçekten ne istiyorum? Toplumsal dayatmalar, aile vb bir yana ben ne istiyorum? Gerçekten ne istiyorum? Hayatta ne için çabalıyorum? Neden korkuyorum mesela ve korkumun temeli ne?

Bu soruları kendime sormadığımı farkettim. Hep sorduğumu sanırdım ama sormadığımı farkettim..

Öyle işte. Şimdi sahur yapıp yatacağım. Ramazan ayını hep sevdim. Ramazan içsel huzur demek. Bir de sanırım çocukluğumdaki o toplu yemekler; annem..

Bu ara çok kabus görüyorum. Hayrolsun hayrolsun hayrolsun..


21 Nisan 2020 Salı

Pandemi Günlükleri 8 : 5,5 haftalık durum raporu

Merhaba sevgili blogum, anı defterim ve bloğuma misafir olanlar :)

Bayağ düzenli bloğa yazar oldum. Ancak bazen hızlı yazıyorum unutmayayım diye. O yüzden böyle bir durum raporu yazayım dedım :)

Öncelikle inişli çıkışlı ruh haline sahip olsam da karantina evde  olmak bir nevi iyi. Resmen içe dönüşteyim. Kendini sorgulama tavan durumda. O kadar çok şey düşünüyorum ki beynimin içine biri girse çıkamaz offf mermaid der kaçar :D

Şu an soba yanmakta. Hava biraz soğuk. O kadar güzel ki.. Sevdiklerim sağlıklı halime bin şükür.. Şifaya ihtiyacı olan, derdi olan herkese derman diliyorum. Gezegenimiz güzelleşsin ve pandemi bittiğinde güzel bir dünya düzenine geçmiş olalım.

Bu yazdığım her şey google a da rapor vermek oluyor :D İzlendiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Evet yararları var dijital çağın ancak etik kaygılarda oldukça fazla. Şu yapay zeka vb şeyleri beni oldukça geriyor. Arada düşünüyorum sonra amaaaaan diyorum salla.

Bu günlerde hiç bir şey yapmazsam şayet, karantina sonrası insanlarla görüştüğümde sanki herkes çok şey başarmış ben yatmışım gibi hissecekmişim; hep dilediğim ah zamanım olsa şunu şunu yapsam dediklerimi yapmazsam pişman olucakmışım gibi.


Çekirdek aile modundayım ve 5,5 haftadır babam ve kardeşim dışında kimseyle görüşmüyorum. Ha teyzemler kapıdan uğradı bir de ben büyük teyzemlere kapıdan uğradım. Bunlar bir şeyler bırakmak içindi. Kera ile görütülü konuşuyoz :)

Bazen kendimi yalnız hissediyorum. Sonra kendime  'an' da kal , geçekten yalnız mısın bir düşün diyorum ve şükredilecek şeylere odaklanıyorum. 

Bazen ağlama krizi oluyor. Değiştiremeyeceğim ama hayatımızda olan stres faktölerine dayanıklılığım düşüyor. Büyümek olgunlaşmak sanırım ağlayıp zırlayıp sonra işe devam etmek demekmiş.

Bir adet kısmetim çıktı :D :D Böyle yazdım çünkü bu kısım komik çünkü arkadaşımın eşinin arkadaşıydı, görücü usulü diyim. Hadi dedim reddetme mermaid böyle şeyleri sevmezsin ama dene. Her neyse şahıs bana arkadaşlık isteği gönderdi kabul ettim ve sonra takibi bırakmış. Sanırım arkadaşlık isteği gönderince evlenicez falan sandı :D Şahsen ben en kötü arkadaş oluruz bir de illa birşey olması gerekmiyor diye düşümmüştüm. İnsanlar değişik.. madem baştan istemiyorum deseymiş arkadaşına. Bu hadise bir idi.

Diğer hadise bir sosyal medya platformundan uzak bir akraba ile yazıştım ve sonunda küfür yedim :D Bir de uzun zaman sonra kardeşimin engelli olması  ile ilgili olarak 'kimin günahı' tarzı bir cümleye şahit oldum. Sonra durumu o kişinin benden daha yakın kuzenleri ile görüştüm acaba dedim olur ya hesabı çalınmıştır. Sözde hesabı çalınmış ama içimden zerre inanmadım desem :D


Onun dışında günler akıyor gidiyor valla. Evişi bitmiyor. Evişi aman aman yaptığumda yok. Bir miskinlik var üzerimde.


Sanırım hayatımda ilk kez bu kadar puf poğaça yaptım:D


Evdeki gıda atıklarını toprağa gömüyorum. Bu işi biraz daha geliştirip kompost yapıcam.








Sokağımızdaki misafirler :)






ilk kabak tatlım :)

Okuduğum kitaplar ve günlük aktivite defterim :)

Bir şeye odaklanmakta zorlanıyorum. Kitap okurken resmen bazen işkence çekiyorum.. O yüzden kalın kitaplar okumuyorum. Bir de okurken çok düşünüyorum. Misal yazar bir şey diyor ben düşünüyorum hayatımla ilişkilendiriyorum vs.


Mermaid











16 Nisan 2020 Perşembe

Pandemi Günlükleri : 16 Nisan Dünya Biyologlar Günü

Biyolojiyi hep sevdim ve seveceğim..

Şu an öğretmenlik yapsam da içten içe hala biyoloğum.. Ve gurur duyuyorum biyolog olmakla, biyoloji bölümü mezunu olmakla!

Türkiyede değeri çok bilinmeyen bir meslek uzmanlık dalı. İş bulma konusunda sıkıntı yaşanan bir meslek dalı.

Biyoloji; canlı bilimi. Canlıları, canlılar ve çevre ilişkisini derinlemesine inceleyen bilim dalı.
Şu geçirdiğimiz pandemi döneminin ana mevzusu olan  'virüs' konusunun biyoloji bilimiyle doğrudan alakasını uzun uzun anlatmama gerek yok sanırım. Ya da belki de anlatmalıyım. Ama anlatasım yok.

Tüm biyologların gününü kutluyorum. Biyologların önemi anlaşılır ve haklarını hakettiklerini almalarını diliyorum..


Günün notları
-Young Sheldon 3. sezondayım.
-Su orucu ile ilgili youtube videosu izledim.
-Yürüyüş yaptım.
-Sanırım ilk kez kabak tatlısı yaptım. Gayet de güzeldi yani bence :D
-Kera ile görüntülü konuştuk :)
-Canlı ders için ön hazırlık yaptım.


Mermaid

Pandemi Günlükleri 7 : Young Sheldon

15 nisan notları:

Merhaba hızlı bir özet geçip yatacağım. Kardeşim ışığı söndürmemi bekliyor uyumak için.

Bu ara garip davranıyorum ve ilginç yönlerimi keşfettim.. Kendimi sorguluyorum. Vicdanım çok..

Bir daha aynı hatayı yapmayacağım.

Young Sheldon neşemi yerine getirdi bugün. 2. sezonu izliyorum :)

Bir kişisel gelişmeme kitabından 3 sayfa anca okudum :/

Canlı ders için video izledim. Cuma dersim var.

Bugün yürüyerek büyük migrosa gidip geldim. Uzun zamandır, virüsten ötürü çok gezinmiyorum,  yürümüyodum dışarda iyi geldi.





14 Nisan 2020 Salı

Pandemi Günlükleri 6 : Ruhuma giren kramplar & Sosyal Medya

 Ruh kısmı önemli :D Bugünkü hadise şu: yengemin akrabası olan daha önce muhabbetim olmayan bir çocuk geçenlerde facebook üzerinden selam vermişti. Mesajı görmezden gelmiştim. Sonra bugün cevap vereyim dedim. Hay vermez olaydım. Havadan sudan konuşurken pat olayı 'ruhunun sapkınlıkları' ile başlayan bir cümle ve akabinde küfürle bitirdi. Kalakaldım. Hemen engelledim. Direk kuzenlerime yazdım hesabı mı çalındı diye. Küçük kuzenim yazmış çocuğa instagramdan. Çocuk da facebook hesabım yok vs demiş. Bir de 'ruhuna nasıl bastırmış bilmiyorum o kişi ben değilim' demiş. Yine bir ruh meselesi :D Her neyse kuzenime numarasını vermiş açıklama yapmak istiyormuş bana. Ben de gerek yok, facebookuna sahip çıksın yeter  dedim. Kafalarda soru işareti ile bu da böyle bir anı olarak kaldı. Çocuğun cidden kafası güzeldi ondan mı böyle yazdı, yoksa hesabı mı çalındı bilmiyorum. Tek bildiğim sosyal medya fena. Herkes kullanmayı bilmiyor. Hesabını çaldırınca ya da hesabı kullanmayı bırakınca diğer insanları uyarmayan o kadar çok insan varki..

Sosyal medya hesaplarımı dondurmayı düşünüyorum. Sonra pat anılarım diyorum, iletişim diyorum :/

Bugün kardeşimle bahçede oturduk biraz yürüdük.

Paul Lafargune'nin Tembellik Hakkı kitabını bitirdim. 5/5

Bir kişisel gelişememe kitabı (Marianne Power) okudum.

Kafama takılan şeyler ( 2. bahar , yalnızlık ) yüzünden kendimi duygusal yeme atağı yaşarken buldum : köfte, mıhlama.

 Şifa diliyorum herkese...



13 Nisan 2020 Pazartesi

Pandemi Günlükleri 5 : İngilizce Konuşma Klubü


Bugün Katerina'nın ingilizce konuşma kulubüne katıldım. İnstagramda gördüğüm, ilk seferi ücretsiz bir etkinlikti. Biri hindistandan diğerleri türkiyeden olmak üzere 6 kişilik bir conservation club idi :) Katarina çok tatlıydı. Konu 'empati' idi. Güzeldi. Devam etmeyi düşünüyorum. Dile maruz kalmak sadece ingilizce konuşma zorunluluğu çok farklı bir deneyim. Zaten ingilizcem gelişsin istiyordum cambly mi alsam diyordum ki o da beğendiğim bir uygulama ama biraz pahalı gelmişti :/ Öyle.

Fransızca çalıştım. Notlarımı temize çekiyorum. Tekrar ediyorum. Seviyorum. Bugün aşağıdaki kanalları keşfettim fransızla ile ilgili. İlerde topluca bir fransızca yazısı yazıcam tüm bu kanalları edindiğim tecrübeleri analatan. Ah hadi inşaallah !
                                                              
                                           Animasyonlarla fransızca kanalı : tialela99



Learn French with Alexa
Telaffuz için çok iyi ;)



İnstagram da herkese açık hesabı olan bir kızın öldüğünü takip ettiğim başka bir instagram hesabında gördüm (iremup) ve merak edip profilini inceledim. Hayat fani. Neşeli ve hayat dolu bir kızmış. Ancak AML onu mahvetmiş. Üzüldüm... Nur içinde yatsın..

Paul Lafargue'nin tembellik hakkı kitabından bir kaç sayfa okudum.

Elvinin youtube kanalından bir vlog izledim.

Farkettim ki bugün bir dizi film falan izlememişim :D

Hayatımdaki en güzel açma ve poğaçaları yapmış olabilirim. Sonunda bol kabarık puf puf yapabildim. Mutluyum.

Herkese sağlık şifa diliyorum...

12 Nisan 2020 Pazar

Pandemi Günlükleri 4: Fransızca & ''İnsanlar değişmez'

Neler yapıyorum?

Sanırım 2 gündür yazmıyorum.

Öncelikle masters of sex dizisinin 3. sezonunu bitirdim. 4. sezonun ilk bölümüne göz attım sarmadı.
Jet sosyete dizisinin korona günlerine özel evden çekilmiş bölümlerini izledim. Çok güzeldi. Gülse Birseli seviyorum.

Film olarak Love Wedding Repeat i izledim. Filme notum 3.5/5. Kaderle ilintili şeyleri seviyorsanız izleyin. Çerezlik bir film. Çok büyük beklentiniz olmasın :)

Emile Zola'nın 'Suçluyorum' kitabını okudum. Aslında kitap Emile Zola'nın bir gazetede haksız bir suçlama ile ilgili devlet başkanına yazdığı açık mektubun kitaplaştırılmış hali. Tahsin Yücel'in Emile Zolanın gazetedeki yazısından önceki ve sonrasındaki olayları anlatımına da yer veriliyor kitapta. Çok güzeldi. Haksızlığın karşısında cesurca durmak zordur. Emile Zola'ya hayran kaldım. Bu arada Emile Zola adını sıkça duyduğum ama okumadığım bir yazardı.

Arada leslie ile spor yapıyorum. Yogayı spor gibi yapıyorum.

Fransızca çalışıyorum.Daha önce bahsetmiştim udemyden aldığım kurs. 2 yıl oluyo heralde ama ben yeni çalışıyorum. Bir de udemy den almanca kursu aldım. Pazartesi ona başlayacağım.

Fransızca ile ilgili çok güzel iki youtube kanalı keşfettim. ;) Dil okulumuz sadece dersler üzerine ve harika ;) Boşlukta yeni dil öğrenmek istiyorum diyenlere önerilir:) 2. si de Fransa da yaşayan tatlı bir kızın kanalı. Hem yurtdışı eğitim hem fransızca hem fransız kültürü ile ilgili videoları var. İkisi de listemde.



                                                                    Bazenoluröyle





Bazen insanların değişeceğini düşünüyorum. Aynı hataları tekrar tekrar bana yapmayacaklarını. Beni cepte görmeyeceklerini. Bazen insan olduğumu unutmayacaklarını düşünüyorum ama yanılıyorum. Anahtar kelimeler: instagram, takipten çıkarma, arama, evine hırsız, arkadaş. Canım çok sıkkındı ve beni araması gereken kişi aramadı üstüne bi de trip yedim. İnsanlar değişmiyor. Yapabileceğimiz tek şey 'değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabullenmek ve sınır çizmek'.. Ben de bunu yapıcam. Cok kırgınım. Ama yine de işte canım.

Makus talihim diyor ve vardır bir hayır diyorum. Ama insanları anlayamıyorum. Sanırım bu ikili ilişki-flört olaylarını anlamıyorum.

Limoyu çok özledim... Hastanede çalışıyor ve riskli. Onu göremiyorum. En son ne zaman görmüştüm acaba? O kadar özledim ki..


Mermaid


















7 Nisan 2020 Salı

Pandemi Günlükler 3 : Gökteki Kale

6 Nisan 2020

Sağlık Bakanlığı ilk vaka ortaya çıktığı günden beri hem kendi sitesinden hem de sosyal medya hesaplarından (ınstagram gibi) COVİD19la ilgili güncel durum bilgilendirmesi yapıyor. Sürekli uyarılarda bulunuyorlar. Sağlık Bakanımız Doktor Fahrettin Koca.








Bugün Gökteki Kale filmini izledim. Hayao Miyazaki filmi. 1986 yapımıymış. Tatlı bir filmdi :) 5/5

Açıkcası karamsar şeyler izlemektense bu tarz filmleri tercih ediyorum. Pandemi de ruh sağlığını korumak da önemli ;)









Fransızca kursumun 2. dersini de aldım :)

Yemek konusunda ustlaştım :D :D :D Bir de son 1 aydır pilava takmış durumdayım :D :D

Leslie ile 40 dakika evde yürüyüş yaptım. Leslie i seviyorum :)


Mermaid

6 Nisan 2020 Pazartesi

Pandemi Günlükleri 2 : Yüreğimin sesi

Bugünkü (5 nisan) aktivitelerim:


Yüreğimin sesi ni izledim. O kadar güzeldiki.. Anime 1995 yapımı. Belki çocukluğumda da izlemişimdir kimbilir. Kitap kartları.. Kütüphaneyi ne çok severdim. Kitap okumayı; farklı dünyalarda gezmeyi...
photo : https://ahmetesor.com/qa/yureginin-sesi-anime-izlediniz-mi-dusunceleriniz-nedir













Masters of sex in 3. sezonundan 2 bölüm izledim.

Udemy deki fransızca dersimin 1 ini aldım.


4 Nisan 2020 Cumartesi

Pandemi Günlükleri 1 : Güveç kabında maşıngada mini san sebastian cheesecake :) & durumlar

Merhaba,
Dünkü etkinliğim güveç kabında mini san sebastian cheesecake idi. Evde kelepçeli fırın kabım yok. Elektirikli fırınımız sıkıntılı. Hem canım istedi hem de merak ettim nasıl olur minik san sebastianlar ve kelepçeli fırın kabı olmadan. Valla oldu. Tat da kıvamda hiç bir değişiklik yok enfes oldu :D


Öncesi 

Sonrası


Covid19 la boğuşuyoruz 11 marttan beri. Açıkcası Çinde ortaya çıktığında çok önemsememiştim. Ne olacak ki demiştim. Şimdiyse pandeminin ortasındayız.
3 haftadır evdeyim. Evişleri vs derken günler nasıl geçiyor anlamıyorum. Açıkcası ne yaptığımı da hatırlamıyorum pek. O yüzden ben de düzenli bir sanal günlük tutayım diyorum. En azından bugünlerde ne yaptığımı hatırlamak istersem bakarım. Hem de bloguma daha çok şey yazmış olurum. 
11 Mart da ilk vaka görüldü. 13 Mart cuma itibariyle okullara ara verildi. 
O haftasonu güzel bir ev temizliği yaptım. 
16 mart da nefroloğa gidip kardeşimin  ilaç raporunu düzelttirdim. 
Sonrasını pek anımsamıyorum :D 
Önce 65 yaşüstü ve kronik hastalıkları olanlara sokağa çıkma yasağı geldi. Sonra sahiller yasaklandı. Yasaklanmadan önce maşallah insanlar koloni gibi sahildeydi tüm uyarılara rağmen. Dün itibariyle de 20 yaş altına (2000 ve sonrası doğumlulara) sokağa çıkma yasağı, marketlerde ve pazarda maske kullanımı zorunluluğu geldi. iliçinde şehiriçi ve ilçeler köylerarası otobüs minibüs faaliyetleri durduruldu. 
ilk iki 2 hafta bayağ stresliydim sürekli gündem ve olayları takip ediyordum.  Endişeliydim. Hala endişeliyim ama biraz daha gündemden uzağım. Kafama bir şey takılırsa ya da bir haber gördüysem direk makaleleri okuyorum koronavirüsle ilgili.
Gündelik olarak evi süpürüyorum. Kapı kollarını siliyorum. Havluları günlük değiştiriyorum. Bazen 1 günlük bunları bırakmış olabilirim :/ Dışardan aldığım şeylerin dışını siliyorum. Bir süre dışarda bekletiyorum.Bunlar günlük rutinlerim.  
Uzaktan eğitim, veli görüşmeleri, öğrencilerle iletişim bu haftanın ana konusuydu benim için. 
Okulda bir sıkıntı yaşadım mart başında. Basit bir mevzu insanlarca çok farklı yerlere kaydı, çarpıtıldı. Şu an yalancı, kötücül düşünen konumundayım bazı hocalar için.. Bazıları benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Bazıları çok şükür beni tanıyorlar. Kendimi çok sorguladım. Gerildim. Hala da gerginim ve iş ortamı çok önemli. Umarım her şey olumluya gider. Herkes neyin ne olduğunu anlar... 
Açıkcası evde olmak güzel. Kardeşimle vakit geçirmek. Hayat eve sığıyor. Bence herkes hem kendi hem toplum sağlığı için evinde kalmalı. Ailesiyle, eşiyle ya da ev arkadaşı veya 'kendi kendi' ile zaman geçirmeli. Bu zorunlu olarak, hayatın 'dur' deme şekli bize. Biraz da unuttuğumuz, hayat koşturmasında arka plana attığımız, sonra yaparız dediğimiz ama belki de yapma fırsatı bulmakta zorlanacağımız seyleri hatırlama zamanı. 'asıl  önemli olan şeyleri' anlama ve hatırlama ve kıymetini bilme zamanı.. Bir virüs geldi ve aslında bir çok şeyin elimizde olmadığını bize hatırlattı. Şu an önce sevdikleri sonra kendi için endişeli. Bir çok kişi işin ciddiyetinin farkında. Umarım virüs en az kayıpla kontrol altına alınır ve tüm dünya tüm insanlar bu olaydan bir ders çıkarır; bugünleri unutmaz ona göre davranır.

My secret terrius  dizisini izledim. Corona kehaneti var denen. Evet bir bölümde koronavirüsten biri ölüyor; bir yerde de terör saldırısı var ancak günümüzdeki tarz değil. Dizinin esas konusu uluslararası faaliyet gösteren bir terör(!) kuruluşunun güney koredeki faaliyelerine karşı savaşan güney kore miti, mitten ayrılmış suçlu olarak aranan ana karakter ve komşusu olan bir bayan etrafında dönüyor. Değişik, bol gülmeli bir diziydi benim için.
Zakarius Usta (Jules Verne); koca 3 haftada okuduğum tek kitaptı. O da kısa olmasının avantajıydı :D
Şu an masters of sex i izliyorum. Gerçek bir hikayeden esinlenilmiş bir dizi. Cinsel deneyim esnasında insan vücudunun tepkilerini araştıran Kadın Doğum Uzmanı Dr. Masters ve yardımcısı Virginia ana karakterler. 1950lerin Amerikasını, insanların bakış açısını görüyoruz dizide. İnsan duyguları, insan ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı dizide çok iyi veriliyor. Evet cinsellik var dizide 18 yaş altı için çok uygun bulunmayabilir. Fakat cidden beklentimin üstünde bir dizi; salt cinsellik üzerine kurulu değil. İnsanların tabu görüp konuşmadıklarını bir bilimsel araştırma üzerinden öğreniyoruz. Ha her dizi gibi entrikamsı, diziyi farklı yönlerden ayakta tutacak olaylarda var. Şu an 3. sezona geçtim bakalım.
         Mermaid