30 Ocak 2019 Çarşamba

OCAK AYI RAPORU



  • İnstagramdan takip ettiğim bir sırtaçantası ile devrialem yapan bir gezgin kız, bu ay yaşadığım ile gelmişti. Onunla tanıştım. Onunla kahve içip sohbet ettik çok tatlı biri ;) 
  • Sütlü kahve ile starbucks da bir japon çocukla tanıştım. Türkiye de arkadaşları ona Rıdvan olarak sesleniyomuş çünkü japonca adı biraz zor :D Değişim öğrencisiymiş.Japonyanın ona verdiği burs 4000 tlye tekabül ediyomuş..
  • Kendime dert edip uyuyamadığım bir mesele benim müdahelem olmadan çözüldü çok şükür..
  • Sömestr tatilimi evde geçirdim. Gezmek uzaklaşmak iyi gelebilirdi ancak yine insanların keyfini bekledim (!).  Aslında gezmek değildi derdim bişeyler uzaklaşmak ve uzun uzun konuşmaktı.. Bir de sanırım birilerinin, yakın hissetiğim birilerinin beni düşündüğünü, hayatımda var olduklarını hissetmeye ihtiyacım vardı..
  •  Umursadığım affettiğim insanların bana karşı umursamaz ve düşüncesiz davranışlarına artık katlanamadığımı farkettim.
  • Çok kırgınım. Ve biraz da bu yüzden gözyaşı döküyorum. Hayal kırıklığı. Yalnız hissetme. Anlaşılmamak..
  • Sömestr tatilini bol bol ağlayarak ve depresif geçirdim. Ciddi ciddi kafayı mı yiyorum diye düşündüm. Herkes ölücek ve ben arkalarından bakıcakmışım gibi hissediyorum. Kimse ölmese ama öyle bir dünya yok.. Bazen kendim de ölücekmişim gibi geliyor. Uykum sorunlu.. Psikolojik destek mi alsam dedim. Sonra aklıma bi kez bi seferlik  psikoloğa gitmiştim o geldi. Oyalanırsam geçer dedim. Bir de depresyona girme lüksüm yok çünkü nazımı çekecek kimsem yok. Bazen kendimi şükürsüz ve tembel hissediyorum.. Bu ruh durumum geçicek mi zaman gösterecek..
  • Sömestr de bir bebek bir de ev ziyareti yaptım. Bir çocukluk arkadaşımın, aynı zamanda ailelerimiz de iyi görüşürdü, bebeği olmuştu 40ı çıkınca gideyim demiştim. Açıkcası annemden sonra beni hiç aramadığı ulaşmadığı için kırgındım. Ve onu hiç hatırlamıyorum annem öldüğün de. Ama mutlaka vardır diye düşünüyodum ki varmış. Hem de hastaneye gelmiş hemen. Ama zihnim pek çok şeyi baskıladığı gibi bunu da baskılamış.. Beraber annemi andık. Onunlayken çocukluğumu, ananemin oraları ne çok özlediğimi farkettim.. Şimdi herkes ayrı hayatlarda.. Yollar kesişiyor ve ayrılıyor.. Hayat işte..
  • Her şeye yetişemiyorum..
  • Tez.. Bitmeyecek sanırım.. Hocamı asla memnun edemiycekmişim gibi hissediyorum. Bir de cidden aptal gibi hissediyorum. Bıraksam rahatlıycam gibi ama emeklerim çöp olucak ve bazıları dırdır bla bla.. Biliyorum bırakmak da beni rahatlaytmıycak.. Ama cidden kendimi başarısız ve boşa kürek sallıyomuşum gibi hissediyorum. Bir de hayat geçiyor ve ben napıyorum neyle uğraşıyorum  ne için strese giriyorum hayatımda yeterince stres faktörü var diyorum.. Aileme vakit ayırmak ve iş dışında başka şeyler düşünmek istemiyorum. 
  • Tez hocam kalpten rahatsızlanmış, üzüldüm çok..
  • Tezle ilgili bazı şeyler sarktı mecburen. Ne diyim hayırlısı..
  • Küçümsenmekten de haz etmiyorum.
  • Arkadaşlarım..  
  • Kuzenlerim geldi yurtdışından onlar biraz kafamı dağıttı.
  • Kendime yeni bir günlük aldım.


Mermaid

27 Ocak 2019 Pazar

ARAŞTIRMA DESENİ : NİTEL ARAŞTIRMA

Kitaplar :
 1) ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (John W. Creswell) Nitel, Nicel ve Karma Yöntem Yaklaşımları
4.baskıdan çeviri
Çeviri Editörü: Selçuk Beşir Demir
Eğiten Kitap Yayınevi,2016

2) NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (John W. Creswell) Beş yaklaşıma göre nitel araştıma ve araştırma deseni
3. Baskıdan Çeviri
Çeviri Editöleri Mesut Bütün, Selçuk Beşir Demir
Siyasal Kitabevi, 2013

3) SOSYAL BİLİMLERDE NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
Ali Yıldırım & Hasan Şimşek
Genişletilmiş 10. Baskı
Seçkin Yayıncılık, 2013

Makaleler:

 Başkale, H. (2016) Nitel araştırmalarda geçerlik, güvenirlik ve örneklem büyüklüğünün belirlenmesi. DEUHFED 9(1),23-28.

Arastaman G., Fidan, İ. Ö., Fidan, T., (2018) Nitel araştırmada geçerlik ve güvenirlik: kuramsal bir inceleme. YYU, 15(1): 37-75. http://dx.doi.org/10.23891/efdyyu.2018.61




Bugün size bilimsel araştırmalardan, araştırma deseninden ve nitel araştırmanın doğasından  kısaca bahsetmek ve kitap önerisinde bulunmak istiyorum. Tüm yazdıklarım benim bakış açımdan, kendimce aklımda kalanların özetidir. Amatörce yani :D Lütfen önerdiğim kitapları yazdığım makaleleri okuyun ve kendiniz öğrenin ;) Bir de  şu linki bırakıyorum size NİTEL VE NİCEL ARAŞTIRMA

Kitapları ve makaleleri okuma sıranıza göre yazdım. Kitapların üçü de birbirinden güzel. Creswell'in anlatımını sevdim. Bunlar Kitapları okumadan makaleleri okumayın ;)

Hala devam eden yüksek lisans sürecimde beni en çok zorlayan şey araştırma yöntemleri özellikle nitel araştırma oldu. Ben de oturdum ve son 1 ayda şu 3 kitabı bitirdim.

Sürekli nitel araştırma bana gazeticilik gibi geliyordu.(!).  Kendim fen bilimlerinden gelen bir insanım ve biz araştırmanın felsefesine niteline niceline girmeyiz uzun uzun. Zaten çalışmalar belli standartlar dahilinde yürütülür ve uygulamalı eğitim alırız. Misal ben önceki kendi branşımdaki yüksek lisansımda napıyorum diye sorgulamıyodum. Çünkü yapacaklarım hakkında fikrim vardı bazı şeyleri de biliyordum. Hocalara göre de değişmiyodu uygulamalar..

Sosyal bilimler araştırmacıların bakış açısından fazlasıyla etkilenen bir bilimdalı.

Öncelikle bilimsel araştırma ile ilgili bilmeniz gereken kavramlar var : araştırma problemi(sorun), araştırma deseni, paradigma , araştırma yöntemleri.

Araştırma problemi, araştırmaya konu olan problem durumudur. Merak edilen, bilimsel niteliği olan bir problem - sorundur.

Araştıma deseni(Research design) araştırma tasarımıdır. Temelde 2 ana araştırma deseni vardır. Nicel araştırma ve nitel araştırma yaklaşımları. Bunlara ek bir de karma yöntem mevcuttur.

Yaklaşım, yöntem bunlar içiçe geçmiş kavramlar. Ancak araştırma deseni, belli yöntemleri kendi çatısında toplar. Araştırma probleminiz araştırma desen ve yönteminizi belirlemenizi sağlar. Çünkü probleme yönelik yöntem seçersiniz.

Paradigma ise yaygın, belli bilim otoritelerince kabul edilmiş/çerçevesi belirli bakış açısı olarak yorumlayabiliriz. Paradigmalar, felsefeden, bilim yapıldığı yüzyıldaki gelişmelerden toplumun insanların olaylara bakışından etkilenirler. Postpozitivizm-pozitivizm ve yorumlayıcı paradigma günümüzde bilim dünyasında kullanılan ve araştırma yöntemlerini etkileyen iki ana paradigmadır.

Nicel araştırmalar sayısal ifadelere dayanan, probleme verilen geçici çözümlerin hipotezlerin test edildiği deneysel araştırmalardır. Neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. Postpozitivist paradigmaya dayanılar. Bilgi tahminidir. Genelleme yapılabilir. Nesneldir. Fen bilimlerinde kullanılan yöntemlerin bir çoğu hatta neredeyse tamamı nicel araştırma kapsamındadır. Sosyal bilimlerde ve eğitim bilimlerinde ölçeklerle yapılan çalışmalar, istatistik programları (SPSS, AMOS, LİSREL) ile yapılan istatistiksel analizler nicel araştırmalardır. Geçerlik, güvenilirlik, evren, örneklem gibi kavramlar da nicel araştırmalarda kullanılan kavramlardır.

Karma araştırmalar ise nicel ve nitel araştırmaların birlikte kullanıldığı araştırmalardır.

Nitel araştırmalar genelleme kaygısı duymayan, olguları -süreçleri olduğu gibi ortaya koyan, araştırmacının öznel bakış açısından etkilenen çalışmalardır. Geçerlik güvenilirlik kavramları yerine inandırıcılık(trustworthiness) kavramı kullanılır. Hipotezlerin test edilmesi yoktur. Evren-örneklem yerine çalışma grubu kavramı kullanılır. Farklı paradigmalar (yapılandırmacı, dönüştürücü vb) ve sosyal teoriler(feminist teoriler, eleştirel teori ve eleştirel ırk teorisi, engellilik teorileri) nitel araştırmanın doğasında yer alır. Anlatı, Kuram oluşturma, Fenemoloji, Etnografi, Durum Çalışması temel nitel araştırma yaklaşımlarıdır.

Özetle böyle.

Mermaid











26 Ocak 2019 Cumartesi

KAYMAÇİNA (Üsküp/Balkan/Rumeli tatlısı) yaptım! :)






Ah cümleye geçen üsküpe gittiğim de diye bahsetmek isterdim ama eçen gün youtube da izlerken karşılaştım Kaymaçinayla :) E gidip yerinde yiyemiyosak evde yaparız biz de :D

Sütlü bir tatlı. Trileçe desen değil, krem karamel desen değil ama kıvam olarak onlara yakın lezzetli hafif bir tatlı. Youtube'da farklı farklı tarifler izledim. Bir videoda yapan kişi  krem karamel diye bahsediyo ve tarifinde un kullanmış. Açıkcası ben tat olarak hiç benzetmedim. Ancak o video hariç tariflerde un yok zaten. Ben de bugün dedim şu Kaymaçina'yı bir deneyeyim. İzlediğim tariflerden yola çıkarak aşağıdaki tarifi uyguladım. Ve süpper oldu bence :D










Malzemeler:
3 yumurta
1,5 çaybardağı şeker (ayda bardak gibi büyüklerden değil)
600 ml süt (yaklaşık 3 sb)

Yapılışı:
Yumurta ve şeker 3-4 dakika mikserle çırpılır. Sonra süt eklenir ve 3-4 dakika daha çırpılır. Sonra ayrı ayrı kaplara veya bir fırın tepsisine konarak 160 derece fırında 50 dakika pişirilir.

Ben içine yumurta kokusundan hazetmediğim için birazcık limon kabuğu koydum. Vanilya da konabilir. Ayrıca ben maşınga (soba) nın fırınında pişirdim. Eğer benim gibi ayrı kaplarda pişirecekseniz tepsiye birazcık sıcak su koyun. Ben öyle yaptım ;)

Mermaid

25 Ocak 2019 Cuma

Yılın İlk Filmi : ÇİÇERO (İLYAS BAZNA)


Not: Spoliler varrrr

Uzuuun zamandır haftalık sinema etkinliğimi aksatmıştım. Açıkcası pek ilgimi çeken film de gelmiyordu. Bugün çok merak ettiğim ''Çiçero'' ya gittim.

Film Türk casusu İlyas Bazna'nın üstüne kurulu. Ancak film de gerçeklerle kurgu fazlasıyla karışmış. Filme gitmeden önce İlyas Baznayı araştırmıştım.Açıkcası farklı kaynaklarda farklı şekillerde anlatılıyo kesin olan şey: 2. Dünya Savaşı sırasına ingilizler ve almanlar arasında casusluk yapmış olması.

Filme geri döneyim.  1943 yılında, 2.Dünya savaşının en yoğun günlerinde, İlyas Bazna (Erdal  Beşikçioğlu) Ankara'da İngiliz Büyükelçisinin özel hizmetçisi olarak göreve başlar. İngiliz istihbarat bilgilerini Almanlara para karşılığı satar. Çiçero,  Alman bütükelçi Von Papen tarafından İlyas Bazna'ya verilen bir kod adıdır.

 Filmde İlyas Bazna, Atatürk tarafından gizli görevlendirilmiş bir ekibin parçası ve Türkiye'nin 2. Dünya savaşına girmesinin engellenmesinde kilit rol oynayan biri olarak anlatılıyor. Ancak bu kısmı gerçekte ne kadar doğru bilmiyorum.

Film de Cornelia Kapp (Burcu Biricik) karakteri ve onun Down Sendromlu oğlu Agus üzerinden Nazi Almanyasının T4 planını ( Sakat engelli bireylerin ayıklanması) izliyoruz. Açıkcası hitler ve onun yandaşlarından bir kez daha nefret ettim!  Sonra bu yüzyılda yaşadığıma şükrettim.. Zira son yıllarda engelli bireylere karşı ülkemizde ve dünyada farkındalik artmaya başladı. Evet alınacak yollar var ama yine de ilerleme kaydediliyor.. Ha Richard Dawkins gibi 'bilim' adına insanların sosyal yönlerini yok sayanlar da var.. Richard Dawkins başarılı bir bilim insanı ancak onun bu tarz bireyler doğmamalı tarzındaki düşüncelerinden haz etmemiştim.

Daha fazla anlatmak istemiyorum😅 Önerim filmi mutlaka izleyin ben bayıldım! Etkileyiciydi! Oyuncular zaten süper, konuyu işleme şekilleri de güzel! Bir de yanınıza mendil alın ben çok ağladım, siz de ağlayabilirsiniz! Verdiğim paraya değdi.. Filme notum : 5/5

Not: İlyas Bazna'nın hayat öyküsünü anlatan bir kitabı varmış onu da bir ara okuyacağım ;)


Mermaid















7 Ocak 2019 Pazartesi

2019un ilk haftası : ''Kapalı Gişe'' belgeseli & 1950li filmler vs..

2019 yılına girdik ve ocağın 7si bile oldu! Zaman nasıl geçiyor!

Haftama bir göz atalım;

Çarşamba günü evime gittiğimde bir süpriz beni karşıladı : mutfağımı su basmıştı. Hem de kirli su! Mutfaklarla bağlı apartmanın ana gider borusundaki tıkanıklık benim eve  yansımış! Allahtan çarşamba günü içinde sıkıntı haloldu :)

Perşembe çalıştığım yere kar yağar ve görürüm diye ümitlendim. Ancak yağmadı arkadaş! Perşembe öğleden sonra il geneli cumanın tatil olduğunu öğrendik ve hemen çanakkaleye geldim perşembe akşam. Ancak ne perşembe gece ne de cuma çanakkale merkeze kar yağmadı! Fırtına ve yağmur vardı sadece.. Yeniceye ve Çanakkalenin yüksek yerlerini kar doldurmuş.. Karı bekledim bekledim ve yine bekledim.. Sonunda ctesi gece yağmış.. Pazar sabah dışarda karı görünce hemen yürüyüşe çıktım. Alttaki fotoları çektim..



 Hemen yandaki fotoda pek belli olmasa da martılar var ve onların uçuşu, kar ve deniz üçü birden beni çok mutlu etmişlerdi.






















İyi ki de çıkmışım yürüyüşe, çünkü 12den sonra hepsi eridi.. Sözde yarın da yağacak görünüyor hadi bakalım :)


Bu hafta kendimi youtubedan eski filmleri izlemeye verdim :D İlk izlediğim film 'Kadının Fenni (1955) oldu. Sonrasında 'Tatlı Bela' ve 'Hayatımı Mahveden Kadın'ı ' izledim. İzlemek isterseniz Lale film 'den izleyebilirsiniz ;) Açıkcası hep tvde 1960 sonrası eski türk filmlerini izlemişim. 1950li yıllar daha amatör ve sevimli geldi bana. Bir de o zamanın teknolojisinde iyi işler yapmışlar. Neriman Köksalın gençliğinde bu kadar popüler olduğunu bilmiyordum. Muhterem Nur bu ara 'Müslüm' filmi nedeniyle meşhur, onun gençliğini izledim filmlerden birinde..

Gelelim Kapalı Gişe Belgeseline. Dün youtuber Başak Kablan videosunda bahsetmişti ve hemen izledim. Belgesel film dağıtımlarının tekelleşmesi üzerine.. Misal ben bazı filmlerin neden sinemalara gelmediğini ya da gelip neden hemen kalktığını anlamıyordum. Belgeseli izleyince oturdu bazı şeyler..
 Bir de anılarım geldi; annem ben ve teyzem Çanakkale'nin en eski sineması 'Emek sinemasında' 'Yeşil Yol ve Jan Darc'ı ' izlemiştik. şimdilerde yok.. Hatta Çanakkaledeki Leya sinemaları da yok.. Artık sadece her yerde olan o sinema salonları var..

Bunlar dışında İran devrimi ve Arap baharıyla ilgili belgesel izledim youtube'dan.. Değişiklerdi..

Şu an kütüphanedeyim.. Tez için uğraşıyorum.. 1 yıldır bir arpa yol ilerleyemeyen ben :/ Son dakka bişiler yapmaya çalışıyorum.. Hayırlısı..

Mermaid