Ah kafam öyle dolu ki! Unutkanlığım, panikliğim, endişeliliğim pik yapmış durumda!
Birinin şiddete uğradığını öğrendim ve kafamda hep o var! Ona yardımım dokunmuyor gibi hissediyorum ve bu canımı çok acıtıyor..
Şiddetten nefret ediyorum! Sevmiyorum arkadaş! Fizikseli psikolojiği hepsi birbirinden berbat!
Bir de biri temiz dayak yediğinde, dövüldüğün de zarar gördüğünde 'haketmişti' diyen var! Neye kime göre haketti acaba? Biri size saldırdığında karşılık vermeyi bir nebze anlayabilirim ama durduk yere sinirlenip pataküt birine dalmanın neresi nasıl haklı bulunur hiç anlamıyorum! Hiç! O tipleri Allah ıslah etsin! O özür dilemeyen, keyif çatan şiddet uygulayanı da Allah'a havale ediyorum. Olayı görseydim kesinlikle polise de havale ederdim.
Yazacak çok şey var. Ama yazmıycam. Bu yazıyı okuyan kişi ne zaman nerede şiddet göreceğini bilemezsin. Sessiz kalma.
Mermaid
31 Ağustos 2018 Cuma
30 Ağustos 2018 Perşembe
Bu aralar bu şarkıya taktım :)
Bu şarkı 2018 yaz ve fethiye tatilim demek benim için. Fiona da gezide, jeep de söylemişti ne hoş bi andı :)
Sia ''Cheap thrills''
Mermaid
29 Ağustos 2018 Çarşamba
Fethiye tatilim : Ölüdeniz Tekne Turu ve Jeep Safari, Kayaköy, Fethiye merkez
Merhabalar,
Fethiyeye gitmek ve en önemlisi 'kelebekler vadisi'ni görmek uzun zamandır hayalimdi :) Sonunda gerçekleştirdim! Yakın bir arkadaşım olan Fionayla gittik fethiyeye. Maalesef candostum mikeramla gidemedik, inşallah onunla seneye likya yolunu yürüyeceğiz :)
Gelelim neler yaptık? Öncelikle tatilimiz 3 gece 4gündü. Taaa temmuz başında fethiye öğretmenevinde yer ayırttık. Fethiye öğretmenevi Çalış Plajı na yürüyerek 10 dakika mesafede şirin bir yer. Valla öğretmenler için böyle güzel bir şey düşünülmesi ne hoş havuzlu falan. Ayrıca Fethiye öğretmenevini beğendim ;)
Gitmeden bir hafta önce internetten fethiyede bir turizm firması olan FOCUS TUR 'dan Ölüdeniz tekne turu ve Jeep Safari turlarını satın aldık. Her bir tur 75 tl ve oldukça iyiydi. Jeep Safariyi focusturdan aldık ancak sanırım cadianda tur ile anlaşmalılar ; CADİANDA TUR ile gittik. Bu turun instagram sayfası da var bakabilirsiniz. Her iki turda da içeceksiz öğle yemeği ve rehberlik hizmeti dahil. Her iki turu da incelediğiniz de görürsünüz sabah 9 gibi konaklama yerinden alınıyosunuz ve akşam 6-7 gibi konakladığınız yere bırakılıyosunuz.
İsterseniz çalış sahildeki ya da fethiyedeki marinadaki standlara bakıp ordan da günübirlik turlar alabilirsiniz. Biz vakit kaybetmek istemedik ve önceden bu turlardan aldığımıza pişman değiliz :)
Ölüdeniz tekne turu
Sırasıyla aşağıdaki duraklara uğradık
Fethiyeye gitmek ve en önemlisi 'kelebekler vadisi'ni görmek uzun zamandır hayalimdi :) Sonunda gerçekleştirdim! Yakın bir arkadaşım olan Fionayla gittik fethiyeye. Maalesef candostum mikeramla gidemedik, inşallah onunla seneye likya yolunu yürüyeceğiz :)
Gelelim neler yaptık? Öncelikle tatilimiz 3 gece 4gündü. Taaa temmuz başında fethiye öğretmenevinde yer ayırttık. Fethiye öğretmenevi Çalış Plajı na yürüyerek 10 dakika mesafede şirin bir yer. Valla öğretmenler için böyle güzel bir şey düşünülmesi ne hoş havuzlu falan. Ayrıca Fethiye öğretmenevini beğendim ;)
Gitmeden bir hafta önce internetten fethiyede bir turizm firması olan FOCUS TUR 'dan Ölüdeniz tekne turu ve Jeep Safari turlarını satın aldık. Her bir tur 75 tl ve oldukça iyiydi. Jeep Safariyi focusturdan aldık ancak sanırım cadianda tur ile anlaşmalılar ; CADİANDA TUR ile gittik. Bu turun instagram sayfası da var bakabilirsiniz. Her iki turda da içeceksiz öğle yemeği ve rehberlik hizmeti dahil. Her iki turu da incelediğiniz de görürsünüz sabah 9 gibi konaklama yerinden alınıyosunuz ve akşam 6-7 gibi konakladığınız yere bırakılıyosunuz.
İsterseniz çalış sahildeki ya da fethiyedeki marinadaki standlara bakıp ordan da günübirlik turlar alabilirsiniz. Biz vakit kaybetmek istemedik ve önceden bu turlardan aldığımıza pişman değiliz :)
Ölüdeniz tekne turu
Sırasıyla aşağıdaki duraklara uğradık
- Kelebekler vadisi Faralya : Buraya aşık oldum! Zaten görmek istiyordum. Denizi o kadar güzeldi ki! Turkuaz tertemiz vadiyle denizin kesiştiği koyda yüzmek paha biçilemezdi. burda yaklaşık olarak 1 saat mola verdik. Karaya çıkıp kelebekler vadisine girip kelebekleri görmek istedik ancak vadiye girip çıkanlara sorduk Fiona ile ve mesafe çok, kelebeklerde görülemediği için vazgeçtik. Ben doya doya yüzmeye devam ettim! Enfesti.
- Akvaryum koyu
- St. Nicholas Adası : Karaya hiç çıkmadık. Teknemiz demir atar atmaz hemen su aktivitelerine katılmak isteyenler için küçük tekneler yanaşıveriyor. Burda parasailing ve muza binmeniz mümkün. Biz muz benzeri bota bindik ve ben parasailing yaptım. Ayrıca minik tekneler eğer gezi tekneniz mola süresini bitirmişse arkadan sizi yetiştiriyor ;)
- Soğuk su koyu : Gerçekten buz gibiydi! Rivayete göre bu soğuk suya ne kadar dayanılırsa ömür o kadar uzuyormuş! :D
Hem eğlenmek hem kültürlenmek için mütüş bir tur! Hem uygun fiyatlı hem cidden iyi geçiyor ya!
Öncelikle bu turda bol bol ıslanmaya hazır olun! Çünkü bildiğiniz jeeplerarası su savaşı oluyor. Her araçta kovalarla su oluyor. İsteyen su tabancası alıyor ve başlasın araçlar arası su savaşları. O yüzden tavsiyem lütfen yola çıkmadan mayolarınızı giyin ve üzerine de çabuk kuruyacak yazlık incecik şeyler giyin!
- Tlos antik kenti : Burda durmuyorlar maalesef. Kısaca 'pegasusun evi' olarak bilindiğinden, likyalıların merkezi olduğundan bahsedilip 2 dakkalık bir foto molası ile yakınından geçiyoruz. Gezebilmeyi isterdim..
- Yakapark : Burda alabalık sevdik :) Ayrıca kahvenin fiyatı 4tl idi.
- Saklıkent kanyon : Mersindeli Lemas kanyonuna benzettim ben. Güya dünyadaki en büyük 2. kanyonmuş (!). Burda kanyonu gezmeseniz de 'rafting' veya 'zipline' yapabilirsiniz. Ben zipline yaptım ve güzeldi!
- Çamur banyosu : Valla saklıkentten sonra gittik ama adını hatırlamıyorum. Çok eğlenceliydi ve sanki cidden cilde iyi geliyor ya! :)
- Gizlikent şelale Biraz uzun ve yorucu bir parkur ancak şelalede yıkanmak mütüş! Şelale yolunun girişinde su ayakkabısı kiralamanızı öneririm ;) Yukarda 'tava dondurma' yemeden dönmeyin ;)
Buraya kendi imkanlarımızla şehiriçi otobüsle gittik. Tabi biz vardığımızda hava kararmak üzereydi. Kayaköy; eski bir rum köyü. Mübadele kapsamında burdaki rumlarla batı trakya türkleri yer değiştirilmiş. Burdan giden rumlar yunanistanda 'yeni kayaköy'ü' kurmuşlar. Batı Trakyadan gelen türkler ise kayaköyde durmamışlar ve manisa civarına yerleşmişler. Şu an köy bomboş. Evler harabeye dönmüş. Oysa mimarisi güzel köymüş. Böyle hayalete dönen yerleri görünce üzülüyorum. O taş güzel evlerde keşke yine insanlar olsa..
Alttaki resmi de orda çektik :) Ne hoş bir durak di mi :)
Alttaki resmi de orda çektik :) Ne hoş bir durak di mi :)
Şu an kayaköyün civarında tek tük yerleşim var, yemek yenecek yerler var. Burda 'Bülent'in yeri' nde gözleme yiyin ayran için. Mütüştü!!!!
Ölüdeniz Sahil
Burda çok takılmadık. Şöyle bir yürüdük. Açıkcası denizi hakkında fikri yok. Dalgalıydı ancak turkuaz rengiyle ışıl ışıldı :) Burda Gelato Bianco Italian Ice Cream'de dondurma yiyin ;) Ben nutellalı ve baharatlı bisküvili dondurma yedim; lezizdi! Ağzım sulandı bak yine!
Hisarönü
Açıkcası turistik bir yere geldiğimi hisarönü ve ölüdenizi görünce anladım. Hem ölüdeniz sahil hem de hisarönü = pahalı ve yabancılara yönelik mekanların olduğu yerler diye özetleyebilirim.
Paspatur Çarşı
Fethiyenin merkezindeki hediyelik alınacak turistik çarşıs: paspatur. Kelime anlamı 'eski kent' demekmiş. Paspaturda yemek yenecek mekanlarda var. Paspatur Saliha Sultan'a oturup kahve içmenizi, dondurmalarının ve tatlılarının tadına bakmanızı öneririm. Biz arkadaşımla her gün gittik oraya :)
Fethiye Marina
Martı kafede yemek yiyin :) Şöyle bir kordon yürüyüşü yapın :)
Çalış Sahil
Mekanlarda 'erikdalı gevrektir' dışında bişiler çalsalar daha hoş olucak. Sahil güzel. Denizi dalgalı bir koyların denizi tutmaz ama güzel yine de. 'Laika' diye bir mekan vardı; oranın canlı müziği tam gençlere-hayalkahvesiseverlere göre.
Fethiye aktivitelerim bu kadar. Benim önerim en az 5 gün ayırmanız ve turlarla çevreyi gezmeniz. Misal bir daha yolum düşerse 12 adalar tekne turu ve dalyan-iztuzu plajı istiyorum ben ;) En az 1 günü de merkez kısma ayırmanız. Fethiyenin denizine 10 üzerinden 10 veriyorum. Otobüsleri pek sevmedim :/ Şöförlerin her biri farklı konuşuyo gibiydi :/ Belki de bize öyle gelmiştir; yani inşallah. Fethiyeyi beğendim yeşilliğini.. Umarım hep böyle kalır..
-Mermaid-
19 Ağustos 2018 Pazar
Diyet serüvenim: ''3 günde 3 kilo verdiren detoks''
Malum diyetteyim. Geçen kontrole gittim ve 2.4 kg vermişim 20 günde. Hepsi de yağ çok şükür. Diyetisyenim diyet listemi yeniledi. Ona uymaya çalışıyorum.
Yazının ana temasına gelince bir arkadaşımın yolladığı detoks videosu nu izledim ve uygulanabilir geldi. Açıkcası bu detoks işini çoook anladığım söylenemez. Detoks kısaca benim bildiğim vücuttan toksinleri uzaklaştırmak, metabolizmayı hızlandırmak için yapılan kısa süreli (1-5 gün arası) diyet.
Ben bu detoksu 1 gün uyguladım ve sonuç : -1.1 kg. :) 3 güne tamamlamadım. Çünkü regl sürecimden mi diyet listeme alıştığımdan mı canım normal yemek istedi ya 😅
Videoyu izlediğiniz de görüceksiniz ama ben kısaca anlatayım:
- 75'den yukarıysa bu detoksu ayda 2 kez, 75'den azsa 1 kez den fazla yapmıyoruz. İstersek 1 gün de yapabiliriz.
- Detoks boyunca tuz kullanmıyoruz.
- Türk kahvesi siyah çay da yok. Sadece 1 fincan sadece filtre kahve tüketebiliyoruz.
- Günde 1 veya 2 fincan yeşil çay tüketiyoruz.
- Günümüz 6 öğünden oluşuyor. İlki Kahvaltı gerisi ise 5'e bölüp iki saat arayla tükettiğimiz detoks çorbası.
Kahvaltı: 1 dilim ekmek(tam buğday ya da kepek ekmeği), 1 dilim peynir, 1 haşlanmış yumurta, domates-yeşillik.
Detoks çorbası: 4 yk haşlanmış yeşil mercimek, 4 yk pişmiş bulgur, 4 yk haşlanmış nohut, 250 gr yoğurttan yapılmış yarım litre tuzsuz ayran, sınırsız dereotu ve baharat (pul biber, kuru nane). karıştırıyoruz ve hazır. (3 gün yapacaksanız bunu hergün taze hazırlıyoruz). 5'e böl gün içinde tüket
Örnek uygulama planı:
10.00 Kahvaltı bitmiş olucak
12.00 - 14.00 - 16.00 - 18.00 - 20.00 detoks çorbası.
Aralarda yeşilçay ve filtre kahve.
.Mermaid
11 Ağustos 2018 Cumartesi
Özlem, tutulma, deprem
Yaşasaydı bugün 56 yaşında olucaktı.. Onu öyle çok özledim ki.. Ölüm günü ayrı doğum tarihi ayrı canımı acıtıyor; yokluğu daimi yaram zaten..
19 yıl önce bugün, tıpkı bugün yaşanacağı gibi bir güneş tutulması yaşanmıştı : tarih 11 Ağustos 1999. O günü hatırlıyorum da gündüz vaktiydi ; bir çocuk dergisinden aldığım röntgen filmi gibine benzer siyah -yarı saydam plastikten yapılma güneş tutulması gözlüğü ile evimizin arka balkonundan güneş tutulmasını izlemeye çalışıyordum. Etraf böyle filtre resim gibi renk değiştirmiş gibi gelmişti tutulma olurken. Hey gidi zaman.. O gün onun doğumgünüydü.. Ona sıkı sarıldım mı hatırlamıyorum -küçüktüm- ama inşallah sarılmışımdır. İyi ki benim '.....'
99 dan sonraki o güneş tutulmasından sonra 17 ağustos depremi olmuştu. Bir çok insan depremle tutulmayı ilişkilendirmişti. Depremi anımsıyorum da sabah uyandığımda elektrikler yoktu. Büfeden ekmek ve gazete alacaktım, geçerken kuruyemişcinin önündeki dondurma dolabının üstünün bezle kapatıldığını farketmiştim sanırım, sahibine niye örttüğünü sormuştum sanırım, o da elektrikler yok ve ne zaman geleceği belli değil demişti. Özetle depremi sabah dışarı çıktığımda öğrenmiştim. Bizimkiler işteydi. Aslında gece onlar depremi duymuşlar ancak ben fosur fosur uyuduğum için habersizdim. O zamanlar böyle teknoloji gelişmiş değil. Şimdi olsa cep telefonundan mobil interneti kullanır bakardım deprem nerde olmuş nolmuş diye..
Sonraki günlerde elektrik geldi; hatta sanırım akşamına gelmişti. Tv 'de uzun süre haberlerde hep depremle ilgili şeyler izledik; enkazdan sağ çıkanlara sevindik, ölenlere üzüldük, o insanların yerine kendimizi koyduk. Ben çocuk aklımla deprem çantası hazırladım hep kapının ağzına koydum yıllarca. Şimdiyse bir deprem çantam yok ama kol çantam hep dibimdedir.
Ney diyecektim. 'Hayat kısa, her anın ve sevdiklerinizin kıymetini bilin'..
Not: Bugün güneş tutulması yaşanacak. Ben bu yazıyı yazdığım da saatler 00.40'dı.
19 yıl önce bugün, tıpkı bugün yaşanacağı gibi bir güneş tutulması yaşanmıştı : tarih 11 Ağustos 1999. O günü hatırlıyorum da gündüz vaktiydi ; bir çocuk dergisinden aldığım röntgen filmi gibine benzer siyah -yarı saydam plastikten yapılma güneş tutulması gözlüğü ile evimizin arka balkonundan güneş tutulmasını izlemeye çalışıyordum. Etraf böyle filtre resim gibi renk değiştirmiş gibi gelmişti tutulma olurken. Hey gidi zaman.. O gün onun doğumgünüydü.. Ona sıkı sarıldım mı hatırlamıyorum -küçüktüm- ama inşallah sarılmışımdır. İyi ki benim '.....'
99 dan sonraki o güneş tutulmasından sonra 17 ağustos depremi olmuştu. Bir çok insan depremle tutulmayı ilişkilendirmişti. Depremi anımsıyorum da sabah uyandığımda elektrikler yoktu. Büfeden ekmek ve gazete alacaktım, geçerken kuruyemişcinin önündeki dondurma dolabının üstünün bezle kapatıldığını farketmiştim sanırım, sahibine niye örttüğünü sormuştum sanırım, o da elektrikler yok ve ne zaman geleceği belli değil demişti. Özetle depremi sabah dışarı çıktığımda öğrenmiştim. Bizimkiler işteydi. Aslında gece onlar depremi duymuşlar ancak ben fosur fosur uyuduğum için habersizdim. O zamanlar böyle teknoloji gelişmiş değil. Şimdi olsa cep telefonundan mobil interneti kullanır bakardım deprem nerde olmuş nolmuş diye..
Sonraki günlerde elektrik geldi; hatta sanırım akşamına gelmişti. Tv 'de uzun süre haberlerde hep depremle ilgili şeyler izledik; enkazdan sağ çıkanlara sevindik, ölenlere üzüldük, o insanların yerine kendimizi koyduk. Ben çocuk aklımla deprem çantası hazırladım hep kapının ağzına koydum yıllarca. Şimdiyse bir deprem çantam yok ama kol çantam hep dibimdedir.
Ney diyecektim. 'Hayat kısa, her anın ve sevdiklerinizin kıymetini bilin'..
Not: Bugün güneş tutulması yaşanacak. Ben bu yazıyı yazdığım da saatler 00.40'dı.
-Mermaid-
8 Ağustos 2018 Çarşamba
MİM : Farkındalık: ''Yıkılmak zorunda olan zihinlerdeki duvar''
Geçtiğimiz aylarda sanırım mayıs ya da hazirandı sanırım; Pink Floyd'un kurucusu Roger Waters ünlü hit parçası 'Another Brick in the wall' şarkısının kullanım hakkını İZEV (İstanbul Zihinsel Engelliler için eğitim ve dayanışma vakfı) gençlerine 2 yıllığına verdi. İZEV'li gençler ve Selda Bağcan gibi ünlü isimlerin seslendirdiği şarkı eğer 10 milyon izlenme yakalayabilirse zihinsel engelliler için bir yaşam köyü kurulacakmış. Yakınlarını kaybetmiş veya bakacak kimsesi olmayan engelliler için güzel bir proje. Ayrıca şarkının sözlerine bayıldım tık tık Ben bunu ilk duyunca sosyal medya ve whatsapp aracılığı ile çevremde paylaşmıştım. Dün aklıma geldi bir bakayım kaç izlenme olmuş dedim ve ne göreyim 2,5 milyonda.. Üzüldüm ve dedim ki bloğumda bununla ilgili bir yazı yazayım ve blogcanlara duyurayım. Herkes bir kez izlese bir kez bahsetse ne güzel olur. Bir destek de siz vermeye ne dersiniz? Tamamen ücretsiz bir şekilde bir kez tıklayıp izlemeniz yeterli ;) Haydi destek verelim :) Şu engellilere, farklılıklara karşı önyargıyı yıkalım :)
MİM'in için yapmanız gereken ya konuyla ilgili bir yazı yazmanız ya da herhangi bir yazınızda aşağıdaki videodan kısaca bahsedip paylaşmak ;) Bu farklı bir mim ;)
MİM'in için yapmanız gereken ya konuyla ilgili bir yazı yazmanız ya da herhangi bir yazınızda aşağıdaki videodan kısaca bahsedip paylaşmak ;) Bu farklı bir mim ;)
İZEV - Yaşam Hakkı - Duvar (Roger Waters - Pink Floyd - Another Brick in The Wall)
- Mermaid-
5 Ağustos 2018 Pazar
Diyet serüvenim : Duygusal yeme, Baharatlı-hcevizli kahve ve Leslie-spor :)
Merhabalarrrr
Malum diyetimin 3. haftasında bitmek üzere. Bu hafta doğumgünüm vardı :) Onunla ilgili ayrı yazıcam ;)
Diyetimde neler yapıyorum? Öncelikle bir diyetisyenim var. Ayda bir beni çağırıyor :) Normalde diyete nisan sonunda başlamıştım. 1 ayda 2,5 kilosu yağdan olmak üzere 3.5 kg vermiştim. Sonra araya ramazan girdi ve bıraktım. 3 haftadır tekrar diyetteyim.
Kendimi bildim bileli hayatım bir parçası diyet. Dönem dönem kilo veriyor sonra hop alıyorum. Sebep; kendimce bulduğum sebep duygusal yeme. Çünkü mutsuz olduğum dönemlerde, stresli dönemlerimde acayip yiyorum. 'Sorunlarımı yiyerek çözmek' en iyi yaptığım şey. Ha yemek yemeği cidden seviyorum ama abartı derecede yiyorum stresliyken, mutsuzken. Misal doymuyorum yesem de. Zaten şekerli yiyecekler vücudun insülin dengesini de bozuyor, tokluk hissini de bozuyor.
Diyetisyene ilk gittiğimde bana şöyle dedi 'önce bi yeme düzenini oturtmamız lazım. Bakalım zorlanacak mısın? uyum sağlayabilecekmisin? önce bunlara bir bakalım. Tatlıya yemeye düşkün olduğunu ve stresli zamanlarında yediğini söylüyorsun strese bağlı beslenme bozukluğun olabilir. Olmazsa pskiyatriden de yardım alırız. '
Benim sabah kahvaltısı olayım yoktu. Kahvaltıyı öğlen yapardım ya da bi poğaça yerdim. Şu 3 haftalık dönemde bunları oturtmaya çabaladım. İlk başladığım diyet serüvenimde de bunu oturtmuşken ramazan girdi ve sonra stres veeee bozdum. İnşallah bu sefer bozmayacağım. Canım sıkıldığında ve yemek istediğimde fırsat varsa yürüyüşe çıkıyorum yoksa su içiyorum, bitki çayı içiyorum, kendime 'canını sıkan şeyler yüzünden vücuduna kendine zarar verme' diyorum. Kahve ve çayın yanında mutlaka tatlı arayan (!) biriyimdir artık masum atıştırmalıklar 'fındık fıstık gibi kuruyemişler ve muz-kuru üzüm gibi meyvelerle geçiştiriyorum. Ha ortamda başkaları tatlı yiyor ve canım acayip çektiyse 'bir tıntık' alıyorum ama öncelikli hedefim kendimi durdurmak oluyor.
Ben karatay diyetisever-destekleyenlerdenim :) Ancak şu an hayatımdan ekmek, hamurişi makarna çıkaracak psikolojiye giremedim :/ O yüzden diyetisyenimin verdiği listeye sadık kalarak o ölçüde ekmek ve hamurişi tüketiyorum.
Bu aralar favorim hindistan cevizli baharatlı türk kahvesi. Hindistan cevizinin yağ yakımını artırdığına ilişkin söylemler var. Herhangi bir makale okumadım bu konuda. Tarçın, zencefil diyet listelerinin vazgeçilmezi her yerde; misal diyetisyenlerin instagram sayfalarında, detoks içeriklerinde hep tarçın ve zencefili görüyorum. Kendim de tarçınlı zencefilli, hindistancevizli şeylere bayılırım. Ben de kendimce şöyle bir tarif ürettim :
1 çay kaşığı hindistancevizi
Yarım çk zencefil
Yarım çk tarçın
1,5 çaykaşığı türk kahvesi
1 fincan su
Hepsini cezveye koyup iyice karıştırıyorum. En kısık ateşte pişiriyorum ve pişirirken sadece bi kez şöyle bi karıştırıyorum hiç ellemiyorum. Gayet köpüklü ve lezzetli oluyor. Yağ yakıyo muyum bilmiyorum :/ :D Ama faydası oluyodur diye düşünüyorum :D
Leslie ve Spor
Malum şu aralar yaz mevsimi. Fırsat buldukça denize gidiyor ve yüzüyorum. Hava rüzgarsızsa sahilde yürüyorum.
Yeme düzenimi oturttuğum gibi sporu da hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. O yüzden leslie benim imdadıma yetişti :D Peki ne bu leslie?
Leslie Sansone walk at home (evde yürüyüş) adlı bir program yapan ABDli bir sporcu bayan. Youtube'da bir kanalı var : bakınız tık tık. Aerobik-fitness karışımı bir spor hareket programı ile evde hareket etmenizi sağlıyor. 'Yürüyüş' adı altında yaptığı bu hareketleri amerikan ölçü birimi 'mil' ile ölçülüyor. Ben önce 3 mil ile başladım. Şimdilerde ise 4 mil yürüyorum Leslie ile. İlk defa başlayacaksanız 1 mil olanı da var.
Leslie 3 mile :)
Leslie ile sporu hayatımın parçası haline getirmeye çabalama nedenim istediğin zaman istediğin yerde spora olanak sağlaması. Spor salonuna ya da yüzmeye devamlı gidemiyorum. E kışın rüzgarda hiç yürüyemiyorum. Ben de böyle bir çözüm buldum. Hem biriyle yapıyo gibi oluyor iyi oluyor. Hem ingilizcem de gelişir belki :/ ;) :D
Leslie ile ısındıktan sonra plates yapıyorum. Platesi de bir zamanlar spor salonunda yapmıştım. Bildiğim hareketleri uyguluyorum.
Öyle işte sevgili bloğum dert ortağım anı defterim ve bloğumu okuyanlar :)
Malum diyetimin 3. haftasında bitmek üzere. Bu hafta doğumgünüm vardı :) Onunla ilgili ayrı yazıcam ;)
Diyetimde neler yapıyorum? Öncelikle bir diyetisyenim var. Ayda bir beni çağırıyor :) Normalde diyete nisan sonunda başlamıştım. 1 ayda 2,5 kilosu yağdan olmak üzere 3.5 kg vermiştim. Sonra araya ramazan girdi ve bıraktım. 3 haftadır tekrar diyetteyim.
Kendimi bildim bileli hayatım bir parçası diyet. Dönem dönem kilo veriyor sonra hop alıyorum. Sebep; kendimce bulduğum sebep duygusal yeme. Çünkü mutsuz olduğum dönemlerde, stresli dönemlerimde acayip yiyorum. 'Sorunlarımı yiyerek çözmek' en iyi yaptığım şey. Ha yemek yemeği cidden seviyorum ama abartı derecede yiyorum stresliyken, mutsuzken. Misal doymuyorum yesem de. Zaten şekerli yiyecekler vücudun insülin dengesini de bozuyor, tokluk hissini de bozuyor.
Diyetisyene ilk gittiğimde bana şöyle dedi 'önce bi yeme düzenini oturtmamız lazım. Bakalım zorlanacak mısın? uyum sağlayabilecekmisin? önce bunlara bir bakalım. Tatlıya yemeye düşkün olduğunu ve stresli zamanlarında yediğini söylüyorsun strese bağlı beslenme bozukluğun olabilir. Olmazsa pskiyatriden de yardım alırız. '
Benim sabah kahvaltısı olayım yoktu. Kahvaltıyı öğlen yapardım ya da bi poğaça yerdim. Şu 3 haftalık dönemde bunları oturtmaya çabaladım. İlk başladığım diyet serüvenimde de bunu oturtmuşken ramazan girdi ve sonra stres veeee bozdum. İnşallah bu sefer bozmayacağım. Canım sıkıldığında ve yemek istediğimde fırsat varsa yürüyüşe çıkıyorum yoksa su içiyorum, bitki çayı içiyorum, kendime 'canını sıkan şeyler yüzünden vücuduna kendine zarar verme' diyorum. Kahve ve çayın yanında mutlaka tatlı arayan (!) biriyimdir artık masum atıştırmalıklar 'fındık fıstık gibi kuruyemişler ve muz-kuru üzüm gibi meyvelerle geçiştiriyorum. Ha ortamda başkaları tatlı yiyor ve canım acayip çektiyse 'bir tıntık' alıyorum ama öncelikli hedefim kendimi durdurmak oluyor.
Ben karatay diyetisever-destekleyenlerdenim :) Ancak şu an hayatımdan ekmek, hamurişi makarna çıkaracak psikolojiye giremedim :/ O yüzden diyetisyenimin verdiği listeye sadık kalarak o ölçüde ekmek ve hamurişi tüketiyorum.
Bu aralar favorim hindistan cevizli baharatlı türk kahvesi. Hindistan cevizinin yağ yakımını artırdığına ilişkin söylemler var. Herhangi bir makale okumadım bu konuda. Tarçın, zencefil diyet listelerinin vazgeçilmezi her yerde; misal diyetisyenlerin instagram sayfalarında, detoks içeriklerinde hep tarçın ve zencefili görüyorum. Kendim de tarçınlı zencefilli, hindistancevizli şeylere bayılırım. Ben de kendimce şöyle bir tarif ürettim :
1 çay kaşığı hindistancevizi
Yarım çk zencefil
Yarım çk tarçın
1,5 çaykaşığı türk kahvesi
1 fincan su
Hepsini cezveye koyup iyice karıştırıyorum. En kısık ateşte pişiriyorum ve pişirirken sadece bi kez şöyle bi karıştırıyorum hiç ellemiyorum. Gayet köpüklü ve lezzetli oluyor. Yağ yakıyo muyum bilmiyorum :/ :D Ama faydası oluyodur diye düşünüyorum :D
Leslie ve Spor
Malum şu aralar yaz mevsimi. Fırsat buldukça denize gidiyor ve yüzüyorum. Hava rüzgarsızsa sahilde yürüyorum.
Yeme düzenimi oturttuğum gibi sporu da hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. O yüzden leslie benim imdadıma yetişti :D Peki ne bu leslie?
Leslie Sansone walk at home (evde yürüyüş) adlı bir program yapan ABDli bir sporcu bayan. Youtube'da bir kanalı var : bakınız tık tık. Aerobik-fitness karışımı bir spor hareket programı ile evde hareket etmenizi sağlıyor. 'Yürüyüş' adı altında yaptığı bu hareketleri amerikan ölçü birimi 'mil' ile ölçülüyor. Ben önce 3 mil ile başladım. Şimdilerde ise 4 mil yürüyorum Leslie ile. İlk defa başlayacaksanız 1 mil olanı da var.
Leslie 4 mile :)
Leslie 3 mile :)
Leslie ile sporu hayatımın parçası haline getirmeye çabalama nedenim istediğin zaman istediğin yerde spora olanak sağlaması. Spor salonuna ya da yüzmeye devamlı gidemiyorum. E kışın rüzgarda hiç yürüyemiyorum. Ben de böyle bir çözüm buldum. Hem biriyle yapıyo gibi oluyor iyi oluyor. Hem ingilizcem de gelişir belki :/ ;) :D
Leslie ile ısındıktan sonra plates yapıyorum. Platesi de bir zamanlar spor salonunda yapmıştım. Bildiğim hareketleri uyguluyorum.
Öyle işte sevgili bloğum dert ortağım anı defterim ve bloğumu okuyanlar :)
Mermaid
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)