2017'nin son günü

Annemi çok özledim!
Geçen yıl bugün beraberdik. O hastaydı ama burdaydı.
Son yeni yılımız olduğunu biliyodum. O gün mutfak benim kaçış yerimdi. Hem ağladım hem yeni yıl hazırlığı yapmıştım.
Gece karşılıklı şarap içmiştik. Hastaydı ama engel olmadım. Bu onun son yeni yıl keyfiydi. Arkadaşları uğramıştı. Ona iyi gelmişti. Eve kimseyi çağırmamıştık çünkü herkes potansiyel enfeksiyon tehditiydi. Ama o arkadaşları az da olsa uğrayınca mutlu olmuştu. Ben de onu mutlu görünce..
Konuşmak istiyodu ki yapısı konuşkan ve neşelidir. Ama oksijensizlik onu yoruyodu. Oksijen maskeli dahi zorlanıyodu. 
Fotoğraf çekinmiştik. Saniyelik de olsa oksijen tüpünü çıkarıp çektirmişti. Fotoğraflara öyle çıkmak istememişti. Canım annem..
Seni öyle çok özledim ki..
Bu yıl zordu. Biliyorum daha da zor olucak.
Herkese ölücek gözüyle bakıyorum.. Sevdiklerimin ölümünü izlemek zor.


Yıllar bana hayallerimden ne kadar uzaklaştığımı gösterdi. Ne fransızca ne biyolojide akademik kariyer ne aşk. Evet çok şükür başarılarım oldu ve gerçekten şükrediyorum. Ama 2017 annemi aldı mesela. 

Sanırım korkmuyorum ölümden. Ölüm huzur gibi geliyor bana. Çünkü dünyayı gerçekten anlayamıyorum. 

2018 için çok heyecanlı değilim. Çok dileklerim yok. Uzun uzun 2018 hedef listesi de yapmıyorum. Hayallerimin gerçek olacağına dair inancım da.. Ama umut ediyorum..Sağlık, mutluluk, huzur, başarı, bereket, barış  diliyorum herkese ve ayrıca benim için lütfen 2017den daha bir yıl olsun.. 

Mermaid

Ahaha bir çekiliş kazandım :)

Sürekli instagram, facebook vs. çekilişe katılıyorum. Sonunda bir çekiliş kazandım :D Umarım bu çekiliş 2018'de bol bol gezeceğime işarettir 🙇😂

Hadi bakalım :)

Mermaid

2017' de okuduğum kitaplar

2017' de ne kadar az kitap okumuşum 😓Tamam ylisans yoğundu, kafam yoğundu ve psikolojik çöküşteydim de bunlar çok az ya. 12 kitap. Fotoğrafta iki eksik var onları da alta yazıyla ekliycem şimdi.

• Akra'da bulunan el yazması (Paulo Coelho)
• Karatay diyeti (Canan Karatay Efendigil)
• Son moda saçmalar (Alan Sokal & Jean Brickmont)
• Dostluk ve Yaşlılık (Cicero)
• Elia ile yolculuk (Zülfü Livaneli)
• Son Ada (Zülfü Livaneli)
• Huzursuzluk (Zülfü Livaneli)
• Başın öne eğilmesin (Hıfzı Topuz)
• Einstein 'Bir dehanın yaşamından notlar'
• Tao te King (Laou Tzu)
• Hayvanlardan Tanrılara Sapiens (Yuval Noah Hararı)
• Eğitime felsefi ve ideolojik yaklaşımlar (Gerald Gutek)

Mermaid

EMMANTEL peyniri ( Babybel) ile imtihanım :D

BİM' de görüp almıştım dün. Kaşar peyniri gibi birşey olduğunu düşündüm. Pek peynir kültürüm olduğu söylenemez 😄 Rastgele aldım yani. 😃 Açıkcası küçük küçük tekli paketler avantajlı geldi. Zira koca peyniri açınca sürekli çalıştığım yerde kalmadığım için bozuluyor dolapta. Neyse bugün denemek istedim. Dış jelatini açtım. Sarı minik bir tekerlek peynir. Kaşar heralde dedim. Yalnız bir kenarına bir şey yapışmış heralde jelatin paketlenirken oldu sandım. Bi çektim ki hop benim sarı teker ikiye ayrıldı vee taataataaam içinden küçük daha açık sarı peynir çıktı 😂

'Dıştaki koyu sarı şey yenir mi yenmez mi? 'acaba derken 'dur' dedim nete bakayım 'ne yiyorum ben?' Önce marka Babybel ya onu araştırdım. Karşıma kırmızı paketli olarak çıktı üzerinde original yazıyo. Edam peyniri diyo ama benimkinin paketler sarı. Peynirin dışı mum kaplamaymış bozulması diye. Dedim benim bu sarı şey de mum olsa gerek ancak içindeki peynir edam değil heralde. Sonra arkadaki Türkçe kısımda 'Emmantel' peyniri yazıyor. Hımm emmantel peyniri.. Ne peki bu? Hemen google'dan araştırdım. 

Emmantel peyniri İsviçre'nin Emme vadisinde üretilmiş bir peynirmiş ve adını oradan alıyomuş. Fransa ve İsviçre'de tüketiliyomuş. Zaten Babybel markası da Fransızlara ait ve benim peynir de Fransa da üretilmiş. Tadı nasıl? Bence güzel. Kaşarımsı ama nası desem biraz farklı. Çerez gibi 😋Bu arada Emmantel peyniri pahalıymış ve  aynı zamanda kırmızı şarap yanında tüketilen bir peynirmiş. Bense çay yanında tükettim 😄

Peynire notum 5/5 😍 Ancak sadece böyle BİM'e ya da başka yere indirime gelirse yerim yoksa pahalı hakkaten 😏😅

Mermaid

Yeni yıl cicileri

Merhaba;

Yandakiler Yasmin ve Sütlü kahvenin hediyesi :) Onlara dansı bırakıyoz diye kızıyodum ama çok şükür bunu arkadaşlığımıza zarar vermeden atlattık. Onlara ben yeni yıl hediyesi almıştım onlarda bana almış. Şu yandaki kahve fincanlarını çok beğenmiştim ama lüzumsuz harcama yapmim diye almamıştım. Yasmin almış :) Çok mutlu oldum!!

Sosyal medyada da paylaştım. Nazar değmez inşaallah.

Okulda bugün çocuklara kızdım ve de müdüre. 

Ruh durumum çok ilginç. Ya artık olgunlaşıyorum ya yaşlanıyorum aynı gün içinde çöküp-sinirlenip-mutlu olabiliyorum.

Kardeşim evde napıyo acaba? Oooy oy. Hayattaki en büyük endişem o.

Bugünlük böyle sevgili bloğum, dert ortağım, anı defterim..

Mermaid

Günün  güzel olayları yandaki foto (Limo ve İlkimin hediyesi) ve çok sevdiklerimin hayatta olması...Limo umarım değişmez...

2017. İnsanları tanıdığım yıl. Sağlığın önemini anladığım bir yıl. Bitmesini istediğim yıl.Ruhumu boğan yıl. Hiç unutamayacağım yıl. Oyh.

Mermaid

Cansıkıntısı, Anksiyete, Özlem ve Alışveriş

Az önce biraz uyku yaptık kardeşimle. Uykumdan bi ara uyandım ve zihnimden 'birgün bu anı özlüycem, babamın hayatta ve diğer odada olduğu, bizim burda kardeşimle uyuduğumuz zamanları'' diye düşündüm. Herkes ölücek. Bununla boğuşuyorum bu ara. Zihnimde bastırmaya çalıştığım şeyler ve arada gelen ölüm isteği. 

X ile aramız bozuk ve onun umru değil. Çoook çoook uzun zamandır bu böyle. Dün facebook profilini de değiştirmiş. 

İnsanlara bağlanmak yerine amaçlara bağlanayım diyorum ama o da olmuyor.

Bu ara canım ne düzgün ders çalışmak istiyor ne de bişi yapmak.

Hafıza sorunlarım da cabası.

Bugünüm nasıldıııı????

Ortahalli, bedenen sağlıklı değişik birgündü.

Okula gittim hocamı bulamadım 2 saat bekledim aradım ulaşamadım. Önce bir sinirlendim.  Sonra cidden merak ettim. 

Limo ile buluştuk. Limo iyi ki var. Bunu bir zamanlar X için söylerdim. X i olduğu gibi kabul edemiyorum ve artık eski X değil. Neden ona bu kadar çok değer veriyorum neden??? Sıradan bir arkadaşım olarak göremiyorum. Neyse gene olayı X'e bağladım.

Limo ile AVM'ye gittik. Ne zamandır kendime pijama almak istiyodum. Aldım :) Hoş denemediğim için biraz küçük oldular ama olsun :/ :D Zayıflayacağım :D :D Aşağıdaki fotoda günün özeti bulunmakta :) Yaklaşık 300 tllik bir alışveriş yaptım. İhtiyacım vardı. Bir de kendim için birşeyler yapmak istedim. Durumum varken almak istedim. Belki yarın ölüp gidicem..

AVM'de Limo ile ayrıldıktan sonra dersane de hoşlandığım bir hocayla eşini gördüm. Tuhaftı.

Platonik takılmaktan yoruldum.

Eski ve güzel şeyleri özlemekten de yoruldum. X'le aramızın iyi olduğu zamanları özlüyorum.

Annemi özlüyorum! 

Limo ile konuştuk da annesinin ölümüyle ilgili konuşurken sinirleniyomuş. Anksiyete geçmedi dedi. Hala aşamamış. Dedim ben de aynı süreçten geçtim. İnsan kabul edemiyo, normal bunlar, hala kabul edemiyorum. 

O kadar zor ki bunu söylemek. Konuşamıyorum da..

Dün Amse geldi. Annemin fotoğrafına bakarken gözleri doldu ve bana çaktırmamak istedi. Ama X ne yapıyo? Ne beni anlıyo ne de başka birşey. O kadar kardeşim gibi davranmasını bekliyorum ki bu çok saçma.

Artık ağlıyorum. Sanırım şimdi idrak ediyorum.

Geçen de herkes ölücek deyip gece gece ağladım.

Neyse halime şükür. Şimdi kitap okumalıyım biraz araştırma yapmalıyım. Hayat bu birşeyler yapmam gerek. 

Mermaid

2017'nin sondan bir önceki pazarı

Başlık bulamadım çünkü ne yazacağımı bilemiyorum :D

Bugün 2 gibi kalktık kardeşimle. 

X ile  gene birbirimize  girdik.

Aman neyse.

Program değerlendirme ödevim bitti. Umarım hoca beğenir..

Mermaid

Amsterdam ve iç döküş

Amsterdam'a gitmiyorum :/

Yazının başlığı şu yanda gördüğünüz iki adet bisküviden kaynaklanıyor :D Sırt çantalı bir adam ve yel değirmenleri  :D O sırt çantalı benim, yanındaki yel değirmeni de hollandayı simgeliyor benim için :D

Bugün şu yandaki halamın Almanya'dan getirdiği bisküvinin içinden rastgele iki bisküvi çektim : ikisi de sırtçantalı. Aha dedim gezi bu! Takıcam sırtçantamı sonra hobaa gezmeler :D Sonra kardeşiminkinden bi tane alim dedim o da yel değirmeni şeklinde. Tamam dedim gidiyorum amsterdama :D :D

Belki bu yazıyı okuyan kişi saçmaladığımı düşünecek. Düşünsün. Ama umut etmeye ihtiyacım var. 

En yakın arkadaşım en yakın arkadaşım değil gibi davranıyo ve bıktım. Sanırım onu ve yalanlarını, beni yalnız bırakışlarını affedemiyorum. Ama iyi olduğumuz zamanları da özlüyorum. Ama gerçek eskisi gibi değiliz. Ve artık verici bir arkadaş olmak istemiyorum.

Kendimi yalnız hissediyorum. Aşk hayatım yok. Kısmetim mi kapalı beceriksiz  miyim? Neyim bilmiyorum? Artık bunu da sorgulamaktan yoruldum.

Sürekli yakınımdaki insanlar ölecek gibi geliyor. Yüksek lisans ödevlerime yoğunlaşamıyorum. Bir yandan şükür modundayım. Annemi çok özledim.

Ama kendimi motive etmeye oyalamaya iyi olmaya çabalıyorum. Ne olucak bi Amsterdam'a gidemicek olsam da gideceğime işaret olarak bunları yormuşsam? 

Öyle işte sevgili bloğum, dert ortağım, anı defterim..

Mermaid

TALIS ve yine kaçırılan fırsatlar

''TALIS (Teaching and Learning International Survey – Uluslarararası Öğretme ve Öğrenme Anketi) ülkelerin uygulamakta oldukları eğitim politikalarını öğrenmeye yardımcı olmayı, ülkelerarası analiz sağlayarak ülkelerin karşılaştıkları benzer sorunları belirlemeyi amaçlayan bir anket çalışmasıdır.

TALIS, OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development - Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) tarafından yönetilmekte olup 46 ülkede uygulanacaktır. 2016 yılından itibaren çalışmalara başlanmıştır.

Mart 2017’de pilot uygulaması 120 okulumuzda yapılmıştır. Saha çalışmasından alınan veriler doğrultusunda ankette düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelere istinaden anketin ülkemiz için adaptasyonları ve çeviri işlemleri devam etmektedir.

Bu çalışmaları takiben anketin uygulanacağı 1057 okulumuzdan okul koordinatörlerine ve 80 ilden il koordinatörüne eğitim verilecektir.

Mart-Mayıs 2018’de ana anket çalışması uygulanacaktır. ''

https://oygm.meb.gov.tr/www/talis-2018/icerik/463 erişim tarihi 22.12.2017

Malum eğitim programları ve öğretim dalında yüksek lisans öğrencisiyim. Aynı zamanda öğretmenim. Okulumuzdan bir öğretmen TALIS okul koordinatörü olarak seminere gitti bu hafta. Öylesine görevlendirilmiş. Ancak keşke o giden ben olsaydım keşke. İlgi alanım olan şeylerden haberim olmuyor, bu tarz şeyler beni teğet geçiyor. Gerçekten çok üzüldüm.. Çok..

Neyse vardır bir hayır di mi..

Mermaid

PTT ''Yeni yıl Kartpostalları''

Merhaba :)

Bugün bir kargo için PTT'ye gitmiştim. Yukarıda gördüğünüz kartpostalları :)

Bayıldım!!! Heyecanladım!! 

Hemen üç kişi için doldurup yolladım :) 

Üstelik kartpostallar ücretsiz ve yollamak sadece 75 kuruş :) 

Benim gibi eski zamanları sevenlerdenseniz koşun PTT 'ye :D

Mermaid 

''Bonis nocet qui malis parcit''

İki yüzlü, politik davranan çıkarcı, zarar verici insanları sevmiyorum. 

''Bonis nocet qui malis parcit''

''Kötüleri affedenler iyilere zarar veriler'' 

Ne doğru bir söz. Az önce ''Ufak Tefek Cinayetler' de'' duydum. Düşündürücü. 

Mermaid

Günün raporu

Son program değerlendirme dersimizi yaptık :( 
Yüksek lisansın ders dönemi bitiyor.. Bugün Gonca ve Elifle Vitalis'de oturduk.. Onları özleyeceğim. Allah onların önünü açık etsin. Amin!!
Gonca ve Elifin bir arkadaşları var: Esma. Çok tatlı bi kız. En yakın arkadaşı ile arası bozulmuş. Üzüldüm çok. Aklıma mikera geldi.
Derste sanki şiddeti destekler gibi bir şey dedim. Aslında anlatmak istediğim ve onayladığım bir şey değil ve olamaz da. Umarım yanlış anlaşılmamamışımdır..
Nimo kuzenimle nitel araştırma dersi projem için görüşme yaptık :) Şunu farkettim görüşme yaptıkça daha iyi deneyim kazandığımı farkettim. 
Yarın çok uzun zamandır görüşmediğim bir dersane arkadaşımla görüşücem :)
Bugünlük böyle. 
Dışarda yağmur yağıyor. Şimdi kitap okuyacağım; 'Alan Sokal & Jean Bricmont' un. ''Son Moda Saçmalar'' ını. Kartal hocamız okutuyor bize.

Mermaid

11 ay

Annemi görmeyeli bugün tam 11 ay oldu.. Sanki hala burdaymış gibi çıkıp gelicekmiş gibi geliyor sonra bazen dank ediyor o anlar en kötüsü..

Organ nakli önemli..

Bu şarkıyı özellikle seçtim.. Videosuyla izleyin..

Nilüfer - Son Arzum 

Mermaid

Kek, diyet, para mevzuları, yapamadıklarım, tez, lodos

Şu üstte gördüğün keki Kipa'dan yeni haliyle migrostan aldım. Geçen canım çekmişti 7,5 tl diye almamıştım. Hem param azalmıştı hem de biraz ekonomik takılmaya çalışıyorum. Malum hayat pahalı artık. Ayrıca birikim yapmasam da borca girmemek benim hedeflerimden..

Sıkı bir insan değilim. Yine keyfimi yapıyorum. Ayrıca şunu farkettim insanlar için para harcarken (örneğin bir şey ısmarlarken ya da hediye alacakken) çok düşünmüyorum. Misal Limo'ya çeyiz hediyesi mini fırın aldım. Kendime alsam mı diye düşünürken kıza alıverdim. Ama iyi oldu mutlu oldu :)

Neyse bugün kendime ödül verip bu keki aldım. Aldım da neyin ödülü? Kendimi tutup o keki almadığım için kendimi tebrik ediyorum ancak hanidir kilo veremiyorum. Diyetim askıda. Tamam normal zamanlar geçirmiyorum, kendime yüklenmemeye çalışıyorum da nereye kadar gidecek bu?

İstediğin şeyleri giyemiyorsun mermaid? :( Bedenimle barışık sayılırım çok da kötü bulmuyorum kendimi ama salmak da yersiz.

Bu zamana dek fırsat bulup yapamadığım şeylerden bazılarını yapabilmek istiyorum artık.. Ama aklım evde kalmadan.. Bunlar ne?

1) Yurtdışına bir geziye çıkmak

2) Yurt içinde görmediğim yerlere gitmek

3)Yurt dışında bir dil okulu 

Bilmiyorum hedeflerimde mesela haftaya balıkesir var ama nasıl olucak bilmiyorum. 

Tez. Annemin facebook'da paylaştığı son gönderi 'tavşan- tez hikayesi'. Bunu görünce içim burkuldu. Sığırcık sürüleri geçiyor ve annem geliyor aklıma. Hasta yatarken 'mermaid kalk seninkiler geçiyor' deyişi, koşarak onları videoya alışım.. Canım annem nur için de yat..

Tez konum hala duruyor. Hayırlısı bakalım. 

Lodosa gelince bugün haşatımı çıkardı. Köye gittik. Hava güzel görünüyor ama bir soğuk ve şiddetli esiyordu ki dondum!

İşte böyle sevgili bloğum, dert ortağım, anı defterim..

Mermaid

Cumalarım ve bugünüm

Cuma günlerini seviyorum..
Cuma günü haftasonu tatili başlıyor demek benim için..
Cuma günü Yenice'den Çanakkale'ye geliş demek..
Otobüsten carrefoursa'nın orda inip çarşıdan yürüyerek kordona inmek
Kordon starbucks'da oturup bir kahve içmek demek..
Cuma günleri kardeşime kavuşacağım mutlu gün demek..
Cuma günleri bazen Limoyu görüp eve öyle geçmek demek..

Eski cumalarımda da mikera ile buluşur yemek yer şöyle bir kordon yürüyüşü yapardık.. Mikera bitmek bilmeyen okul sorunlarını anlatırdı; ben de çeşitli sorunlarımı. Annem arardı nerde kaldın, kardeşin bekliyor diye.Buna bazen çok sinir olurdum, bazen aldırış etmezdim. Ama şimdi o günleri özlüyorum, hem de çok..

Artık biliyorum ki bir gün bugünleri de özleyeceğim. O yüzden kıymetini bilmeye çalışıyor ve şükrediyorum bol bol. 

Gelelim haftanın bu son günü nasıl geçti?

Okulda nöbetçiydim ve yoğundu.
Bir hocadan okulumuzda PISA yapılabileceğine dair bişey duydum. Kesin bir şey yok ama heyecanlandım. Ve o okulun PISA koordinatörü ben olmak istedim. Ama konuyu açmadım :/
Her ayın 15'inde küçükken annem bana karışık pide söylerdi. Bugün yine annem varmış gibi kendime karışık pide ısmarladım. Annem.. Rahat uyu..
Gelince yine üstte yazdığım gibi carrefour'da indim. Aslında otobüs avm tarafına gidiyodu, bu hafta değişiklik yapmak istedim. Son anda vazgeçtim ve carrefour'dan sonraki ışıklarda indim. Çarşıdan yürüdüm. Topun ordaki banklarda oturdum ve şehri dinledim. Hafızama kaydettim bugünü.. Hava da güzel. Aralık ayına göre bayağ sıcak. 
Şu an nerdeyim? Starbucks :D Misto grande & yılbaşı süslemeli browni eşliğinde bu yazıyı yazıyorum.
Eve gidince kardeşceğzıma zaman ayırmak istiyorum. Yarın 7 var :( köye gidicez. Öyle.

Görüşürüz sevgili bloğum, dert ortağım anı defterim..

Mermaid

Net çok yavaş bugün :(

Ödevlerle uğraşıyorum şu an. Net çok kötü :/ :(

Bugün üst katımdaki canlarımı küçük hediyelerle mutlu ettim. Ve onların mutluluğu beni daha da mutlu etti :) Ayrıca okulda yerli malı kutladık çocuklarla :) 

Çok yedim gene :( Yarın sıkıyım diyorum bakalım inşallah..

Mermaid

Dostluk ve Yaşlılık / M. Pullius Cicero

Yayınevi : Yason Yayınları
Basım yılı:2016
Sayfa sayısı : 113
Kitap temin adresi : www.insancilkitap.com
 e-mail :depo@insancilsahaf.com
Kitaba puanım: 5/5

Kitabın arka kısmında yer alan bilgilere göre ; Marcus Tullius Cicero (M.Ö 106- M. Ö. 43) yıllarında yaşamış Romalı bir devlet adamı ve felsefecidir. Ciceroyu eğitimin tarihsel temellerini işlerken de duymuştum. Geçenler de takip ettiğim bir bloggerın sayfasında ( yazı için bakınız Su'nun Notu ) gördüm ve merak ettim. Özellikle 'hayatınızda kimin kalması kimin kalmaması üzerinde düşünüyorsanız'' diye bir not düşmüş blogcan. Zaten 2017 bunu düşündürten bir yıldı benim için ve bitmesine sayılı günler hala da düşünüyorum.. 

Kitap 'dostluk' ve 'yaşlılık' olmak üzere Cicero'nun iki eserini barındırıyor.

 İlk kısım Yaşlılık'da Cicero konuşmalarla 'Yaşlılık,' üzerine farklı bakış açıları sunuyor: o dönem 'yaşlılara bakış' 'yaşlıların yaşam tarzı' 'insanın bir dönemi olarak yaşlılık' gibi temalar üzerinde durmuş. Yaşlılığa ayrı bir değer vermiş Cicero. Özellik Platon'un 91 yaşına kadar yaşaması ve felsefi zenginliğini hayatının yaşlılığına bağlaması en aklımda kalan kısımdı.
Dostluk kısımında ise dostunu kaybeden Laeluis'un ağzından dostluğa dair düşüncelerini dinliyoruz. Laeluis ve dostu Scipio'nun gıpta edilen bir dostluğu vardır. Bu dostluk üzerinden Cicero, dostluğu felsefi bir bakış açısıyla okuyucuya sunuyor. 


''....dostluk, gelecek için parlak bir umut ışığıdır; ruhu güçsüzlüğe düşmekten ve kendini kapıp koyuvermekten alıkor. Çünkü gerçek dosta bakan insan, sanki onda kendi örneğini görür. Bu yüzden, uzaktaki dostlar yanımızdadır, yoksullar zengin olur, güçsüzler güçlü; dahası-söylemesi güç!- ölüler yaşamayı sürdürürler: dostlara duyulan saygı, onların anısı, özlemi o derece insanın içindedir. ''

''Dostluğun temeli erdemdir.''

''Biri göğe yükselip evreni ve yıldızların güzelliğini seyretseydi, bu seyir ona hoş gelmeyecekti; ama yanında, gördüklerini anlatacak bir dostu olsaydı, bundan çok hoşlanacaktı.'' Taroslu Arkytas

''..Dostlarına vermedikleri şeyleri onlardan istiyorlar. .....sürekli bir dostluk ancak şu kimseler arasında sağlamca kurulue: yakınlık duygularıyla birbirine bağlanmış insanlar önce başkalarının tutsağı olduğu tutkuları yenecekler, sonra doğruluk ve adaleti sevecekler, birbirleri için herşeyi yapacaklar, ama birbirlerinden onurlu ve doğru olmayan hiç bir şeyi istemeyecekler, aralarında yalnızca sevgi ve beğenme değil, saygı da bulunacak.''


İşte böyle minik alıntılarla yazımı sonlandırıyorum. Bu yazıyı okuyan kişi, bu kitabı mutlaka oku. Görüceksin ki milattan öncesinde de sonrasında da bazı şeyler aynı kalıyor ;) Bu kitap beni hem büyük bir özleme, hem de bir hiçliğe götürdü. 

Mermaid

''üç''

Bugün amcamın üçüydü; sabah köye gittik geldik.. Artık yok..
Bazen sinirle  yokolmasını istiyoruz ya insanların ne boş, anlamsız ve kötü bir istek..
Annem yok, amcam yok.. Birgün tek tek sevdiklerim gidecek ya da ben gidicem..
Dün hocam dedi ki 'bizim yaşımızda daha da zor arkadaşların ölmeye başlıyor''
Yaşlandıkça zorlaşacak bu iş..
Anladım.
Hayat bu 'ölmek için doğuyoruz.'
Ama işte kabul etmek çok çok zor.
Korkuyorum sevdiklerimi kaybetmekten.. Kendim ölmekten korkmuyorum bak.


Neyse bugün İlkimle takıldım :) Özlemin kızı :) Ne tatlı bişey o ya! Özlüyorum çocuğu! Ayrıca bugün kızların bana iyi geldiğini farkettim. Bir de bugün sadece onlarla veya kardeşimle olmak istedim nedense.. Dolaşmak istemedim mesela. Okula gitmedim. Başkalarıyla buluşmak istemedim. 

Babama üzülüyorum.. Umarım ona destek olabiliyorumdur.

Ha bu sabah hocam whatsapdan yazmış. Duyarlı insan.

Bu aralar bazen sorguluyorum da 'alıngan, yanlış anlayan mıyım ben?'

Bugün murimudan okulla ilgili havadisleri aldım. Yetiştirilcek ödevim yok. Çok mutluyum. 

Neyse uyku vakti. İyi geceler sevgili bloğum, anı defterim, dert ortağım..

Mermaid

Bazlama & Prenses tatlısı ve bugünüm

Canım sıkkınsa ya  temizlik yaparım ya da kendimi mutfağa veririm. Dünden beri kafam bi milyon. Bugün kardeşimi doktora götürdük, sonra hocamla görüşmeye gittim. Mıymıy edip amcamın öldüğünü söylemekte zorlandım. Zordu. Sonra derse girmiycem, eve gidicem dedim. Aslında hastaneye gidecektim. Niye öyle dedim bilmiyorum. Hem hocanın karşısında kasılıyorum hem de bu ölüm durumlarında napıcağımı bilemiyor, kafamı toplayamıyorum. Hocayla görüşmeden sonra odasına başka tanımadığım bir hoca geldi. Eşinin annesi evlenmelerinden 24 gün sonra vefat etmiş. 2 yıl kadar yas sürecinde kalmış. Ben de annemi kaybettim diyemedim.. Demek istemedim..

Neyse hoca ile görüşme yaptıktan sonra starbucks da bir kahve içtim, Limo ile konuştum. Limo gibi bir arkadaşım olduğu için mutluyum. Umarım onunla, bir gün, aramız bozulmaz.

X? O bilmiyor bu durumu. Onu affetmemek için bir sebep daha oldu. Varlığı ve yokluğu bir biri ne kadar yakınınızdır? Hiç di mi?

Neyse starbucks'dan sonra hastaneye gittim. Kardeşimin tipik böbrek sorunları ve tiroit sorunları devam etmekte ilaç kullanmaya devam :/ Allah daha beterinden saklasın, amin..

Sonra eve geldim. Babam bahçede arkadaşlarıyla oturuyordu. babama moral olsun diye bezelye yemeği, mercimek çorbası vesaire yaptım. Yarın üçe gidicez, hazır tatlı almıştım onu şerbetledim. Sonra ekmek yoktu evde. Dolapta süt vardı hadi dedim mermaid hamur mayala :D Mayaladığım hamurla da maşıngada ' bazıma' yani bazlama yaptım minnak minnak :) Sütün geri kalanı ile de prenses tatlısı yaptım.

Bazlama

 

Malzemeler

4 su bardağı un

1 çay bardağı süt

2 yemek kaşığı toz şeker

2 su bardağı ılık su

Yarım paket ınstant maya

1 çay kaşığı karbonat

1,5 çay kaşığı tuz

1 yk zeytinyağı

Hepsini karıştırıp yoğruyoruz. Hamur biraz cıvık olacak. Hamuru 1 saat kadar sıcak ortamda bekletiyoruz. Sonra portakal büyüklüğünde parçalar alıp merdane ile açıyoruz ancak ne yufka kadar ince ne de poğaça kadar kalın olacak. Hamuru açarken hafif un serperek açarsak merdaneye ve zemine yapışmaz. İyice ısınmış fırında (180 derece) alt üst ederek pişirebiliriz. 

Prenses Tatlısı

Çok basit bir tatlı :)

9 yemek kaşığı irmik

13 yemek kaşığı şeker

1 litre süt

Karıştırarak pişir. Sonra borcama dök. Soğumasını bekle ve tüket :)

Arzuya göre içine veya üstüne haşhaş, ceviz, hindistan cevizi, tarçın, zencefil konabilir. 

İşte böyle sevgili bloğum.. Dert ortağım, anı defterim..

Mermaid

....

En sevdiğim amcam öldü..
Saf, iyi niyetli kendi halindeki amcacığım öldü..
Cebindeki iki kuruş parayla çubuk kraker-bisküvi alışlarını nasıl unuturum..
Benden hep kartpostal-resim isterdi..
Ajans (Haber) dinlerdi..
Takvimlerin arkalarındaki yazıları okumayı çok severdi..
Ektiği şey tutardı. Bahçesinde çeşit çeşit meyveleri vardı..
Birden öldü.. Kalp krizi..
İki gündür aklımdalardı, gitsem bir diyodum..Gittim ama ölüsüne..
Fani dünya..
Canım amcam nur içinde uyu..

Mermaid

Because of you

I find it hard to trust not only me, but everyone around me

Because of you

I'm afraid

Bazı şeylerden bıktım. Ya sabır..

Mermaid

Yarı Yapılandırılmış Görüşme (Nitel araştırma)

       Malum eğitim bilimlerinde yüksek lisans öğrencisiyim. İlam hocamız (çok severim kendisini iyi bir hoca) dönem başında nitel araştırma dersi için her birimizden bir proje istedi. Önce nitel araştırma için birer konu bulduk. Ancak hocamız sürekli başka görevlerde (konferans, kongre) olduğu için bir kaç hafta doğru düzgün ders yapamadık. Geçen hafta görüşme konusunu işledik ve projelerimiz için 'görüşme' yapmaya başladık. Araştırma konumla ilgili olarak ilk görüşmem Kartal hocayla idi. Aldım sorularımı gittim hocama. Yalnız çok kasıldım :/ Ama canım hocam beni rahatlattı, tavsiyelerde bulundu ve güzel bir ilk görüşme oldu. Görüşme sırasında ses kaydı da aldım. Görüşme  farklı kişilerle yaptıkça  geliştirilen bir teknik. Şimdi gelelim bilimsel bir çalışma olarak yarı yapılandırılmış görüşme nasıl yapılır? Notlarımı - İlam hocanın dersinde tuttuğum- ve  öğrendiklerimi buraya yazıyorum :

• Herhangi bir bilimsel araştırmada katılımcının gönüllüğü esastır. Ayrıca katılımcı araştırma ile ilgili bilgilendirilmelidir. Araştırmacıya onam formu verilir ve katılmak isterse doldurtulur. 

• Öncelikle araştırma konusu ile ilgili olarak 3-4 temel soru hazırlınır. Bu sorular evet-hayır tipte sorular olmamalı. Uçu açık, katılımcının düşüncelerini açığa çıkartmaya yönelik 'bu konuda ne düşünüyorsunuz? ... neler biliyorsunuz?' gibi sorular görüşmede kullanılabilir. Başta belirttiğim 3-4 soruya ek olarak aralara görüşmeye yöneltilebilecek olası sorular yazıyoruz; gerekirse bunları da kullanabiliriz.

• Görüşme sırasında ses kaydına en başta tarih-saat-yer-araştırma konusu kimle görüşüleceği belirtilerek başlanır. Sırayla sorular yöneltilir. Aralarda katılımcının düşüncelerini ortaya çıkarmak, konunun derinine inmek için o an hazırladıklarımız dışında sorular sorulabilir. Örneğin 'bu konuyu biraz daha açar mısınız? örnek verebilir misiniz?'' Ancak bu sorular kesinlikle katılımcının aklında olmayan-istenen düşünceyi katılımcıya söylettirmeye çalıştıracak tipte'yönlendirici' sorular olmamalıdır. 

• Görüşme bittikten sonra ses kayıtları 3-4 kez dinlenir. Hatta imkan varsa daha fazla sayıda da olabilir. Ses kayıtları transkript edilir. Transkript sırasında söylediği şeyler, çıkardığı sesler duyulan her şey yazılır. Daha sonra kodlama- veri analizi yapılır. 

İşte böyle. Kodlama- veri analizini kendim de yaptıktan sonra yazacağım ;)

Mermaid

''Kopençeta''

Bugün kursta konumuz canlıların sınıflandırılması ve özellikleri idi. Amfibiler (İki yaşamlılar) konusunda kurbağaların larva dönemi geçirdiğinden bahsederken bir öğrencim 'Kopençeta diyoruz hocam biz onlara' dedi. 'Kopençeta' pomakçada 'kurbağa larvası' demekmiş.  Öğrencim de burdaki pomak köylerinden birinden geliyor. Bugün yeni bir kelime daha hayatıma girmiş oldu.


Sütlü kahve ve Jasmine ile nitel araştırma dersim için yaptığım araştırma için görüşme yaptım, ses kaydı aldım. Değişikti. Jasmine geçen kardeşinin yemin töreni için Ankaraya gitmişti. Bana ve diğer arkadaşlarına magnet almış :) O kadar Ankaraya giderim hiç magnet gözüme çarpmamış ve almamıştım :/ Buzdolabıma yeni bir magnet eklenmiş oldu :)

Ankara demek Mikera'dır benim için. Onu, onunla iyi olduğumuz zamanları özlüyorum. Onu merak ediyorum, ama arayasım gelse de aramıyorum. Çünkü çok üzüldüm. O da beni merak etmiyor, etse arardı.. Beni anlamasını ve telafi etmesini diliyorum.. Hayat kısa..

Mermaid

Salsero - Salsera

Sütlü kahve ve Jasmine ile dans kursuna gidiyoruz : Salsa & Silivri-Roman. Los Angelas stili Salsa öğreniyoruz. 

Bugün Salsa hocamız artık 'Salsero & Salsera' oldunuz dedi :D Yani artık ''salsa yapabilenmişiz'' :D Dans gecelerinde falan böyle sesleneceklermiş :) Bu dobik halimle dans gecelerinde dans ede miyim bilmem :/ Tabi başka sebeplerden dans gecesine gidebilecek miyim o da ayrı mevzu. Aman neyse önemli olan temel Salsa hareketlerini bilmem ve dans edebiliyor olmam :)

Dün İlam hoca bana yabancı para verdi :) Gezdiği ülkelerden elinde kalan paralar :) Koleksiyon gibi saklıyıcam ben de :) 

Bugün kargodan yeni bebeklerim  'Dostluk ve Yaşlılık' (Cicero) & 'Son Moda Saçmalar' (Alan Sokal & Jean Brickmont) geldi :) En tez vakitte okuyup yorumlarını gireceğim :)

Bu arada bi yığın ödevim var ;( Ama yetiştirebilirim, yetiştiricem inşallah..

Tez konuma girmek istemiyorum :/ ;(

Ah bir de annemi çok özledim.. Onu arayıp konuşamamak, onu görememek çok zor.. Bunu anlatamamak, konuşamamak kimseyle.. Bir de sanki insanlar kaç ay oldu diyecek gibi geliyor. Bir de konuşsam ne değişcek diyorum.. Fani dünya..

Bugünlük bu kadar..

-Mermaid-

Ufak Tefek Cinayetler 'Lost on you'

Salı akşamlarımın vazgeçilmezi ;) İzlediğim iki Türk dizisinden biri :) Başka da Türk dizisi izlemiyorum :)

Kurgusu,  oyuncuları mütüş :) Yahşi Cazibe'deki tatlı kız rolünde gördüğümüz Aslıhan Gürbüz'den bu dizideki kötü karakterindeki performansı etkileyici. Gökçe Bahadır, Bade İşçil, 'Beyaz Gelinciğin tatlı Meryem'i' Tülin Özer ayrı ayrı süper oyuncular. Mert Fırat'a zaten bayılıyorum :D Arzu karakterinin kızını canlandıran genç oyuncu da süper, onu da atlamayayım :) Muhteşem Yüzyıl'ın haremağası 

Bu akşamki bölüm yine mütüştü :) Çalan müzik aşık olasımı getirdi :) O müzik neydi peki? LP 'den 'Lost On You' . Buyrun dinleyin ;)

Mermaid :)

ÖZGÜVEN :/

Bugün  hocama canım sıkıldı. İkinci plana atılmaktan yoruldum. Aptal gibi hissetmekten de.
Bir de riyakar olamaıyorum ben. Misal  arkadaşın biri tez konusunu başka bir hocayla konuşarak belirledi. Hocamsa çocuk bunu kendi buldu sanıyor. Ve o çocuk için. Neyse.

Sürekli bir ağlama isteği var içimde. Depresifim çokca. Niye özgüvenli olamıyorum?niye geri plana atıyorum kendimi? Bir de niye hep değersiz hissediyorum? Haketmediğim tavırları çekiyorum?

Bu sorgulamalar bitmez. Şuraya Merve Okhız'ın iki videosunu bırakıyorum günün anlam ve önemine itafen.

Günün notları ve '' ZAZ on ira''

• Bugün Big Bang Theory'de 7. sezona geçtim 
• Yarınki ödevi yapmadım ancak belki son dakka bişiler karalarım gece :/
• Bir öğrencimin de kardeşinin down sendromlu olduğunu öğrendim. Tesadüf o kadar ki ilk atandığımda annemlerle oturduğumuz lokantada çalışan bir adamın kızıymış. Adam bizi hatırlıyormuş.
• Hala evrim teorisi-felse ve Tanrı kitabını bitiremedim :/
• Haftasonum tembellikle geçti diyebilirim. Tabi bazı sorgulamalar yaptım yine 'en yakın arkadaş' konusunda. Özlesem, merak etsem de yazmadım.
• Pozitif düşünmeye çalıştım bol bol.
• Ne Fransızca ne de uzaktan yds 'e bakmadım yine.

Siz yıldızlarsınız, biz evren

Siz bir kum tanesisiniz, biz çöl

Siz bin sayfasınız ve ben de bir kalem

ooo  oh  oh ooo oh oh oh oh 

Mermaid

Starbucks 'ı neden seviyorum? :) Starbucks kültürüm :D

Son 1 yılı aşkın süredir Starbucks'a uğramadığım hafta yok desem yeridir ;) Normalde bu tarz yerlere karşı önyargılıyımdır. Popüler mekanlara pek gitmem, nedense bana sırf ünlü diye gidiliyomuş gbi gelir. Misal starbucks da 'tikican' mekanı gibi gelirdi. Taa ki ben de gitmeye başlayana dek :)

Çanakkale'de daha önce starbucks yoktu. Tam hatırlamıyorum ama sanırım ilk olarak Troypark da bir şubesi açıldı. Daha sonra Çanakkale Kordon'da Akol Otelin altına diğer şubesi açıldı. Benim NR1 Starbucks mekanım kordon starbuckstır. :) Onu tercih etmemki en büyük sebep yollarımınüstü ve deniz manzaralı olması ;) Hatta bana Starbucksı sevdiren yerdir o şube. Ama diğer şubeye de gidiyorum tabiki. Farklı bir ile ya da yere gittiğimde de Starbucks tercih ediyorum.

Pek çok kişi ingilizce isimlerini karmaşık buluyor, ne içeceğini bilemiyor, girmek istemiyor. Aslında baristalar size Türkçe biçimde zevkinize uygun kahveyi ve boyutunu seçmenize yardım ediyor.

Starbucks'ı neden seviyorum /tercih ediyorum?

Öncelikle kahveleri leziz :) Favori içeceğim 'misto'. Yani sütlü filtre kahve. Gingerbreadlatte (zencefilli - kurabiye parçacıklı latte diyebilirim) ve toffenutlatte (fındıklı karamel tadında latte diyebilirim) da kışın soğukların tükettiğim leziz bulduğum içecekler.

Karton bardak usulünü ve karton bardak tasarımlarını seviyorum. Misal yeni yıl yaklaşırkenki bu yeni tasarımlarını çok sevdim :)



 Ancak içeceğnizi illa karton bardak da almak zorunda değilsiniz. Herhangi bir içeceği kupada istediğinizi belirterek alabilirsiniz. Ben tercihimi kartondan yana kullanıyorum. Pek çevreci bir yaklaşım olmuyor; ancak kendimi onların çöpüne gittiği ve bu yolla geridönüşüme gittiğini düşünerek rahatlatıyorum.

Türk kahvesine bayılıyorum :) Tadı gerçekten güzel. Çok sert değil, yumuşak da değil. Yanında kaliteli lokumları ve 500 ml su ile sunuluyor.





Self servis olayı ve ikide bir tepenizde dikelmeyen - sizi izlemeyen garsonların olmaması diğer bir hoşuma giden olay.

Ücretsiz Wi- Fi

Genelde kahveler uygun fiyatta. Örneğin grande boy bir misto 6.25 tl. Türk kahvesi ise 500 ml suyu ile 6 tl.

Starbucks mobil uygulaması : Mobil ödeme seçeneği ve her mobil 15 içeceğe 1 bedava içecek (tall/küçük boy (tall uzun demek ancak starbuck da küçük boy olarak tall kullanılıyor.)


Mobil starbucks kartınıza para yüklemesini mobil olarak yükleyebiliyorsunuz ya da dilerseniz kasada yükleme yaptırabilirsiniz. Ancak size önerim; varsa kredi/banka kartınız onla kendiniz yüklemeniz. Yoksa kasada oyalayıcı oluyor. ;)

Yiyeceklerin tadını genel olarak seviyorum. Özellikle cookieleri, browni cheesecake, browniler, mozaik kek, peynirli simiti beğeniyorum. Ancak genel anlamda bazı yiyecekler biraz parasal olarak fazla geliyor. Bir parça indirim olsa daha iyi olacak sanırım :D

Ayrıca kahve dışında bitki çayları ve normal çay da bulunuyor.

İşte böyle :)

Starbucksa olan sevgim büyük :D 

Mermaid'den çokca sevgiler :)